BİY

30 Mart 2011 Çarşamba

Önemli Olan 3 Puan


Milli takımımız Avusturya'yı 2-0 yenerek grupta ikincilik için iddiasını sürdürdü. Bir maç eksikle Belçika'nın 1 puan gerisindeyiz. Haziran'da Belçika ile oynayacağımız maçta alınacak bir beraberlik bizim için iyi sonuç olacak.

Milli takım maça 4-2-3-1 düzeniyle başladı. Avusturya ise top kendisindeyken 4-5-1 bizdeyken 4-6-0 şeklinde diziliyordu. Ancak bu 4-6-0 Spaletti'nin 4-6-0'ı gibi değildi. Bildiğin 6 tane adam orta sahada yan yana diziliyordu.

Milli takım maç boyunca oyun kurmakta zorlandı. Selçuk İnan orta sahada iyi pas dağıttı ancak yanında oynadığı süre boyunca Nuri Şahin neredeyse hiç bir şey yapmadı. Hamit'in performansı ortalamasının altında kaldı. Mehmet Ekici ise adeta el freni görevi gördü. Hiçbir olumlu hareketi olmadığı gibi birçok hücumda da topu çekerek Avusturya savunmasının yerleşmesine olanak sağladı. Milli takım tecrübesi bu kadar az olan bir oyuncunun böylesine kritik bir maçta oynaması bana göre hataydı.

Hal böyle olunca hücumda bütün yük Arda'nın üstüne kaldı. O da maçın başında sol tarafta Ekrem'le bir hayli boğuştu. Ardından bir ara kanat değiştirdi. 28.dakikada taçtan ofsayt olmamasının avantajıyla Ekrem'i uyutup golü attı. Bu golle birlikte rahatladık. İlk yarının son dakikalarında Avusturya bir ara baskı kursa da ilk yarıyı 1-0 önde kapattık.

İkinci yarıya Avusturya 2. santraforu alarak başladı. Biz ise değişiklik yapmadık. İkinci yarının başlarında 2. golü bulup rahatlamanın peşindeydik ancak olmadı. Olmayınca da 60'tan sonra rakip kaleye gidememeye başladık. Bu dakikalarda Hiddink oyun müdahale etmeye karar verdi. Hiçbir şey oynamayan Mehmet Ekici'nin yerine Mehmet Topuz oyuna girdi. Bu değişiklikle birlikte Nuri biraz daha ileri çıkmaya başladı. Daha sonra 72.dakikada topu ayağında Burak Yılmaz'a nazaran daha fazla tutabilen Semih oyuna girdi. 77'de de Semih-Gökhan Gönül işbirliğiyle 2.golü bulduk. Bu gol bizi rahatlatan gol oldu. Ancak 83.dakikada Hakan Balta penaltıya sebebiyet verdi. Aslında penaltı kararı ucuz bir karar oldu. Neyse ki Volkan penaltıyı kurtararak Avusturya'nın son dakikalara umutlu girmesini engelledi. Başka gol olmayınca da maç 2-0 tamamlandı.

Avusturya'yı Belçika maçında seyretme fırsatı bulmuştuk. O maçta Belçika maçın başında öne geçince kalan dakikalarda iyi kapandı. Avusturya zaman zaman pozisyonlar üretti belki o maçta ama asla iyi bir oyun ortaya koyamadı. Zaten normal şartlarda Avusturya bizim rakibimiz olabilecek bir takım olmadığı gibi şu anda bulunduğu konum da aslında tamamen fikstürle alakalı. İlk 2 maçını Azerbaycan ve Kazakistan'la oynadı. Ardından Belçika ile deplasmanda 4-4 berabere kalınca sanki iddialı bir takım gibi gözüktü. Ama aslında yetenek olarak oldukça fakir bir takım.

Bize gelince Azerbaycan yenilgisi bizim açımızdan çok saçma oldu. Kazanmamız gereken maçı kaybettik. Bugün 12 puanımız olsa en iyi ikinci olma şansımız bir hayli yüksek olacaktı. O yenilgiden dolayı da bundan sonra oynayacağımız maçları zora sokmuş olduk. Her maç final gibi oldu. Bu da haliyle oyuncularda tedirginlik yaratıyor. Avusturya gibi futbol fakiri bir takımla oynarken bile skoru korumaya çalıştığımız dakikalar oluyor.

Maçın yıldızı ise hiç şüphesiz Arda Turan oldu. Gerçekten Türk futbolu adına ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi. Uzun süren bir sakatlık döneminden sonra bu kadar iyi oynaması herkes adına sevindirici bir gelişmeydi.

Kalan 5 maçımızdan 3'ünü içeride 2'sini deplasmanda oynayacağız. Deplasmanda Belçika ve Avusturya ile oynayacak olmamız bizim açımızdan dezavantaj. İşimizi Almanya'ya bırakmamak için Bu 2 deplasmandan en az 4 puan çıkartmak zorundayız. Aksi takdirde 1982 Dünya Kupası'ndakine benzer bir olaya kurban gidebiliriz.

Hiç yorum yok: