BİY

14 Ocak 2011 Cuma

Futbolcuya Dayalı Düzen


Futbolcuya dayalı düzen lafı futbol lügatımıza Fenerbahçe sayesinde girmiş bir laftır. Yıllardır Fenerbahçe'de böyle bir düzen olduğu söylenir ve başarısızlık durumlarında her zaman teknik direktörlerin görevlerine son verilmesinin sebebinin bu düzen olduğu iddia edilir. Aslına bakarsanız bu yanlış bir tez değildir.

Aykut Kocaman sezon başından bu yana bu düzeni yıkmak için uğraşıyor. Ancak bu işi futbolcularla çatışarak yapmaya çalışıyor. Bu da takıma o kadar zarar verdi ki Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nden sonra Türkiye Kupası'nda da 0 çekme konumuna geldi.

Ben teknik direktör değilim. Belki bundan sonra yazacaklarım haddimi aştığımın bir belgesi niteliğinde olacak. Ama ben yine de haddimi bilmez bir şekilde bu eleştirilerimi yapacağım. Çünkü içimdekileri bir yerlere kusmak zorundayım.

Teknik direktörlük sadece idman yaptırmakla, taktik vermekle bitseydi herkes teknik direktörlük yapardı. Teknik direktörün aynı zamanda insan psikolojisinden de anlaması şarttır. Sonuçta futbolu robotlar değil insanlar oynuyor. Bugün menajer oyunlarında bile oyuncuların moralllerini bozduğunuz zaman takımınız kötü gidiyor. Düşünün gerçek hayatta neler olmaz?

Aykut Kocaman Fenerbahçe tarihine geçmiş bir oyuncuydu. Ama teknik direktör olarak hiçbir başarısı yokken, hiçbir karizması yokken takıma çok katkı sağlayabilecek oyuncuları bir kalemde silip atıp futbolculara asıl patronun kim olduğunu göstermeye kalktı. Zannedersin karşısında 25-30 yaşlarında kimisi evli barklı çoluk çocuk sahibi yetişkin insanlar değil de 16-17 yaşındaki liseli ergenler var. Futbolcuya dayalı düzeni yıkacağım derken herşeyi bariz bir şekilde yerle yeksan etti. Futbolcuya dayalı düzeni yıkmak istiyorsanız futbolcunun size saygı göstermesini sağlamanız gerekir. Çünkü siz istediğiniz kadar iyi şeyler yapmaya çalışın sahada icraatı yapacak olan futbolcudur. Eğer futbolcu sahaya çıktığından kenardaki hocasının o güvenmediğini hissediyorsa, o zaman mutsuz olur, iyi oynayamaz. O yüzden futbolcuyu kazanmak yoluna gitmek zorundasınızdır.

Jose Mourinho bugün çalıştırdığı her takımda başarılı oluyorsa bunda futbolcularından saygı görmesinin çok etkisi vardır. Ama Jose Mourinho bu saygıyı sadece Jose Mourinho olduğu için görmüyor. Futbolcularını her zaman koruyup kolladığı için futbolcuları ona çok büyük saygı duyuyor ve sahaya çıktıklarında onun için de oynuyorlar. Geçenlerde Sneijder'in France Football dergisinde bir demeci vardı. Inter'de antrenman sonrası Jose Mourinho'nun kendisine gelip çok yorgun göründüğünü ve ailesiyle tatil yapmak için birkaç gün izin verdiğini söylemişti. Tatilden döndüğünde ise Mourinho için herşeyi yapabilecek durumda olduğunu anlatmıştı. Ki o Sneijder Dünya Kupası finalinde Casillas'la karşı karşıya kaldığında golü atsa Altın Top'u Messi değil o kazanmıştı.

Elbette Aykut Kocaman'dan böyle şeyler yapmasını bekleyemeyiz. Ama en azından "Brezilya milli takımının sol beki Fenerbahçe'de niye oynamıyor?" diye sorulduğunda "Onu Brezilya'nın sol bekine sorun." denmez. Bugün hiçbir insan evladı elini vicdanına koyup Aykut Kocaman'ın Andre Santos'u kazanmak için uğraştığını söyleyemez. Üstelik Caner rezil durumdayken.

Artık "Bu bizim evladımızdır." muhabbeti de kabak tadı vermeye başladı. Özellikle Sergen Yalçın, Hakan Ünsal gibi eski futbolcuların spor yazarlığı yapmasıyla beraber futbolumuzda yabancı kim varsa ağır eleştirilere maruz kalırken yerli olanlara yalandan 1-2 tenkit yapılıp geçiştirilmeye başlandı. Vay efendim Rijkaard ne yapmış, Schuster Beşiktaş'a ne vermiş? Quaresma kaç maç kurtarmış, Alex kaç metre koşuyormuş? Cana gibi 60 tane varmış. Aykut Kocaman'a gelince sistem oturtacakmış, zaman verilmesi lazımmış, bizim evladımızmış. Hadi canım sen de!

Aykut Kocaman'ın bugünden sonra Fenerbahçe'de başarılı olması mümkün değildir. Çünkü karşılıklı sevgi saygının olmadığı insanların birbirlerini suçladığı bir yerde olumlu işler olmaz. Aziz Yıldırım olaya müdahale edip "Azizsilin" yapıp takımın toparlanması kanser hastasının ilaç tedavisiyle ayakta tutulmaya çalışmasına benzer. Ancak hasta en sonunda Hakk'ın rahmetine kavuşur. Peşinen dostlar sağolsun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bizdeki teknik adam kriterlerine göre bir futbolcunun olması gerekenler: kalbi avucunda oynayacak. üstünü başını parçalayacak. kaybedilen maç sonrası bir sonraki maça kadar yemeyecek uyumayacak idmanlarda hırs yapıp topu yiyecek. gelen yabancı futbolcularda yerli kardeşleri gibi hemen takımın parçası olacak. 40 yıldır buranın evladı gibi gezinecek. hırs yapacak. başarı tiryakisi olacak. böyle oyuncular ister teknik adamlarda biride sorar sen önce elindekilerden maksimum verimi alabildin mi diye. onları yönettin organize edebildin takım ruhu oluşturabildin mi diye.