5 Ocak 2011 Çarşamba
Yılbaşı Hediyesi
Yaklaşık 3 hafta kadar önce bir akşam yemeğinde amcamlara gitmiştik. Orada Fenerbahçe-Sivasspor maçını takip ederken Kâzım'ın Galatasaray'a gideceği lafı dönmüştü. Ben de "Galatasaray Kâzım'ı alıp da ne yapacak?" demiştim. Fakat işin gerçeği öyle değilmiş.
Colin Kâzım Richards yanlış hatırlamıyorsam 2007 yılında Ümit Milli Takım'a çağrılmıştı. Premier Lig'de oynayan bir oyuncuydu. Sanki İngiltere Milli Takımı'nda oynama ihtimali varmış gibi Türk futbolu bütün unsurlarıyla Kâzım'ın üstüne mal bulmuş mağribi gibi atlamıştı. Önce Beşiktaş "Kendisiyle ilgileniyor." haberleri çıkmış ardından Fenerbahçe transfer etmişti.
Fenerbahçe'deki ilk sezonu Zico onu zaman zaman kullansa da 100.yılda şampiyon olunmasına rağmen taraftarın her fırsatta gitmesini istediği Deivid'in o sezonki müthiş performansı nedeniyle takımın hiçbir zaman önemli parçası olamadı. Daha sonraki yıllarda ise kendisine verilen şansları hiçbir zaman kullanamadı. Saha içerisinde birçok maçta yokları oynadı. Daum ilk başlarda ona çok şans tanısa da otel odalarında bazı takım arkadaşlarıyla birlikte yaptıkları devre arasında Toulouse takımına gitmesine sebep oldu. Aykut Kocaman "Belki bu sefer adam olmuştur." düşüncesiyle kendisine şans verdi ama Young Boys maçında gördüğü kırmızı kart Kâzım'ın Fenerbahçe kariyerinin sonu oldu.
Tüm bunlara rağmen hem Fatih Terim, hem Guus Hiddink (Oğuz Çetin) sakatlığı olmadığı zamanlarda onu milli takıma çağırdılar. Milli maçlarda da çok iyi işler yaptığına pek şahit olamadık açıkçası.
Kâzım yetenekli bir futbolcu olabilir. Ama -ki eğer bir cümlede "ama" varsa ondan önce söylenenler anlamını yitirir.- son derece vurdumduymaz, rakibine, işine saygısı olmayan, iş ahlakından, profesyonellikten yoksun bir insan ve son derece disiplinsiz.
Gelelim işin Galatasaray tarafına. Ben bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray için kolay kolay üzülmezdim. Ama bu transferden sonra Galatasaray taraftarı için gerçekten ve samimiyetle söylüyorum çok üzgünüm. Bu insanlar böyle şeyleri haketmiyorlar. Galatasaray yönetimi Gökhan Zan'ı, Serdar Özkan'ı alır Beşiktaş taraftarı sevinir. Kâzım'ı alır Fenerbahçe taraftarını sevindirir. Allah'tan revâ mı Galatasaray'a gönül vermiş insanlara yapılan bu muamele? Kaldı ki sen sakız çiğniyor, gülüyor diye Hagi'nin gazına gelip Misimovic gibi bir adamı kadro dışı bırakmışsın. O zaman Kâzım da neyin nesi? Misimovic'teki iş ahlâkının 10'da 1'i Kâzım'da yoktur. Sen adamı transferin son günü al. Öyle bir takım planlaması yap ki oyuncunun başarılı olma ihtimâli olamasın, sonra Hagi gelsin adamı daha önce oynamadığı bir bölgede kullansın ardından performansını, tavırlarını bahane gösterip kadro dışı bırak. Sonra da git Kâzım'ı transfer et. Ayıp denen bir şey var.
Adnan Sezgin ve Adnan Polat daha önce 1990'ların başında da Galatasaray'da yöneticilik yapmışlardı sanırım. O zamanlar büyük takımlar arasında transferler olunca yer yerinden oynardı. Herhalde kafa olarak hâlâ o yıllarda yaşıyorlar. Bu transferler için aklıma gelen en mantıklı gerekçe bu oldu.
Son olarak şunu söyleyeyim. Kâzım'ın Galatasaray'da iyi oynaması imkânsız diyemem. Ama isterse harikalar yaratsın Altın Top'a aday gösterilsin. Umrumda değil. Çünkü biliyorum ki Fenerbahçe'de başarılı olması mümkün değildi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder