BİY

8 Mart 2011 Salı

Beyazlar İçinde


Dün Trabzonspor'un Beşiktaş galibiyetinden sonra bu akşamki Gençlerbirliği maçı Fenerbahçe için çok daha kritik bir hale gelmişti. Özellikle Gökhan Gönül'ün ve Selçuk Şahin'in yokluğu ve Gençlerbirliği'nin son haftalarda yükselişe geçmiş olması ayrıca hava şartları Fenerbahçe'nin işini zorlaştırabilirdi.

Fenerbahçe geçtiğimiz maçların aksine bu maça iyi başlamadı. Ancak doğru dürüst pozisyona girmeden 2 gol bularak geçen maçlardaki geleneğini sürdürüp ilk yarım saatte maçı koparmak için ciddi bir şans yakalamıştı. Bu arada ilk gol ofsaytken 2.golde de hakem ucuz bir penaltı çaldı. Tabi pozisyonda Niang'ın kurnazlığının yanı sıra Serdar'ın da hatası var.

Fenerbahçe 2-0 öne geçmesine rağmen maçı izleyen herhangi biri Gençlerbirliği'nin gol atma şansının bir hayli yüksek olduğunu çok rahat görebilirdi. Öyle ki Gençlerbirliği'nin 2 topu direğe çarpıp dışarı gitmişti. Özellikle Dia'nın oynadığı sol tarafta Andre Santos'un yalnız kalması Gençlerbirliği'nin o kanadı çok rahat kullanmasını sağladı. Gençlerbirliği maç 2-0 olduktan 2 dakika sonra gol atarak maça tutunmayı başardı. 2-1'den sonra Fenerbahçe oyunun kontrolünü elinde tutmaya çalıştı. Ancak hücuma çıkarken kaptırılan toplarda Gençlerbirliği tehlikeli kontra ataklar geliştirdi. Bu atakları kesen isim ise süpriz bir şekilde Özer Hurmacı oldu. Yine bu kontra atakların birinin ardından Gençlerbirliği köşe vuruşu kazandı. Ceza yayına düşen topa Hurşut mükemmel vurdu ve skor 2-2'ye geldi. Devrenin sonlarında atılan bu golle ilk yarı beraberlikle sona erdi.

Devre arasında işler Fenerbahçe'nin aleyhine dönmüş gibi gözüküyordu. Üstelik karın şiddetini artırması da işleri zorlaştıracaktı. Mehmet Topuz-Emre Belözoğlu ikilisi rakibe yeteri kadar direnç gösteremiyordu. Fakat Gençlerbirliği kendisine beraberliği yeterli görünce Fenerbahçe rahatladı ve oyuna hükmetmeye başladı. Yoğun kar yapışı nedeniyle saha beyaza bürünmüştü. Ancak Gençlerbirliği yarı sahasında yer yer çimler belli olurken Fenerbahçe tarafında çimler görünmüyordu. 60.dakikada Aykut Kocaman maç berabere olmasına rağmen hücumcu Dia'yı çıkarıp savunmacı Cristian'ı oyuna soktu. Dia o kadar etkisizdi ki onun yerine orada başka birisi de oynayabilirdi. Bu değişiklikten 3 dakika sonra Alex'in ara pasına hareketlenen Niang Fenerbahçe'yi tekrar öne geçirdi. 5 dakika sonra da hem organizasyon hem de vuruş olarak Andre Santos güzel bir gol daha atarak skoru 4-2'ye getirdi ve maçı kopardı. 4-2'den sonra Gençlerbirliği 2 net pozisyondan yararlanamayınca maç da bu şekilde bitmiş oldu.

Fenerbahçe bu maçta Gökhan Gönül'ü çok aramadı. Bekir İrtegün her ne kadar son haftalarda maçlara sonradan girip sarı kartlar görse de bu maçta sağ bekte sırıtmadı. Ancak Selçuk'un yokluğunda Aykut Kocaman Dia'dan vazgeçemeyince Fenerbahçe son haftalardaki dirençli orta sahasını kaybetti. Bu da özellikle ilk yarıda sıkıntı yarattı. Güiza'nın oyuna girmesi ise yürekleri ağızlara getirdi. Lugano ve Santos ise sarı kart görerek gelecek hafta oynanacak Konya maçında cezalı duruma düştüler. Böylece sakatlanmadıkları takdirde Galatasaray maçında bu iki futbolcu da oynayabilecekler. Ancak Gökhan Gönül Konyaspor maçında da oynayamazsa Fenerbahçe'nin ideal savunma 4'lüsünden 3 isim oynayamayacak.

Gençlerbirliği takımını ilk yarıda çok beğendim. Özellikle hücumda çabuk çoğalan bir takım haline gelmişler. Bu maçta da Fenerbahçe'yi yenebilecek pozisyona gelmişlerdi. Ancak 2.yarıya kazanmak için değil de berabere kalmak için çıkmış gibiydiler. Böyle olunca da Fenerbahçe'nin zaaflarından yararlanmayı pek düşünmediler. Eğer bu iskeleti koruyabilirlerse ve doğru ellere emanet edilirlerse gelecek yıllarda ligin dişli takımı Gençlerbirliği'ni tekrar görürüz diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok: