BİY

23 Mayıs 2010 Pazar

Avrupa'nın En Büyüğü Inter


Tarihin ilk cumartesi akşamı oynanan kupa finalinde Milano'nun mavi-siyahlı temsilcisi Inter 45 yıl aradan sonra Madrid'de kupayı kaldırdı. Maç öncesi beklentiler Inter'in kupayı kazancağı yönündeydi, sürpriz olmadı.

Inter 4-2-3-1 düzeninde Bayern ise klasik düzeninde sadece Ribery'nin yerine Hamit'le oyuna başladı. İlk 10 dakika Inter biraz daha derli toplu bir görüntü çizerken Bayern oldukça savruktu ama daha sonra oyunda kontrolü ellerine almayı başardılar. Maç Bayern'in kontrolünde geçerken 35.dakikada Inter 3 pasla golü buldu. Julio Cesar'ın ileri gönderdiği topu Milito Sneijder'e indirdi. Sneijder tekrar Milito'yu gördü ve Milito düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi. İlk yarı bu golle Inter'in üstünlüğüyle tamamlandı.

İkinci yarıda Bayern başlama vuruşunu yapar yapmaz pozisyona girdi. Hamit'in pasında Müller mutlak pozisyonda Cesar'ı geçemedi. Sanırım 46.dakikaya maçın kırılma anı dersek hata etmiş olmayız. Bayern skorda geride olmasından dolayı golü atmak için çok çabalasa da Inter'in katı savunmasını bir türlü geçemedi. 70'te Inter bir kez daha çabuk çıkarak Milito'yla 2. golü de buldu. Zaten o dakikadan sonra Inter'in maçı vermesi mümkün gözükmüyordu. Nitekim öyle bir olay da yaşanmadı.

Inter Bayern'den daha kuvvetli bir takım belki ama sahadaki futbol 2-0'lık bir farkı oluşturacak bir futbol değildi. İki takım birbirinin hatasını kollayacaktı, hata yapma ihtimali yüksek olan taraf Bayern'di sonuçta 35.dakikada yapılan hata pahalıya maloldu. Inter zaman zaman savunma olayını abarttı ama Barcelona maçındaki kadar bir durum olmadı neyse ki. Ancak hem eledikleri takımlar bazında hem de bu maçtaki güç dengesi bazında olayı incelersek Inter kupayı haketti. Chelsea ve Barcelona gibi takımları eleyerek adeta tırnaklarıyla kazıyarak bu noktaya geldiler. Bayern ise biraz da hakemlerin de etkisiyle Madrid'deki yerini almıştı. Eğri oturup doğru konuşmak lazım.

Maçtaki futbol kalitesi genel olarak vasatı aşamadı. Özellikle ilk yarısı çok sıkıcı geçen bir maçtı. Bayern gol bulabilse daha güzel bir maç izlerdik şüphesiz. Ama Bayern'in gücü Inter'e yetmedi. Ribery'nin yokuluğunu da hissettiler bence. O olmayınca bütün iş Robben'e kaldı.

Inter'in Jose Mourinho'yla Jose Mourinho'nun da Inter'le anlaşmasının sebebi ikisinin de bu kupayı kazanmak istemesiydi. Hem Inter hem Mourinho muratlarına erdiler. Artık Mourinho'nun Inter'de yapacak bir şeyi kalmadı. Gelecek sene Real Madrid'i çalıştırmaması çok büyük sürpriz olur.

Diego Milito da herhalde kariyerinin en iyi sezonunu geçirdi. İtalya Kupası finalinde tek golü attı takımı kupayı kazandı, ligde son hafta Siena deplasmanında tek golü attı takımı şampiyon oldu, Şampiyonlar Ligi finalinde iki golü de atarak maçın adamı oldu ve takımının kupayı kazanmasında başrol oynadı. Bu performansı Dünya Kupası'nda devam ettiği takdirde Arjantin'in kupada ilerleme şansı çok yüksek olacaktır.

Son olarak Inter Bayern'i mağlup ederek İtalyan takımlarına bir sezonluk kredi açmış oldu. UEFA sıralamasında Almanya'nın İtalya'yı geçmesine izin vermedi. Ancak diğer İtalyan takımları kendilerini toparlamazsa Bundesliga 3.sü 2012-2013 sezonunda Şampiyonlar Ligi'ne ön elemesiz gider. Jose Mourinho'nun da Inter'den ayrılması durumunda Inter'in bir daha bu noktalara gelmesi çok zor.

Hiç yorum yok: