BİY

11 Mayıs 2010 Salı

Son 100'e Girilirken...


Ligi 3400 metrelik bir at yarışı olarak değerlendirecek olursak atların artık son 100 metreye girdiğini söylesek hata etmiş olmayız. Fenerbahçe son 400'e girilirken yaptığı atakla yarışta liderliği ele geçirdi ve son 100'e girilirken bir hayli avantajlı gözüküyor.

Fenerbahçe'nin şampiyonluk şansının mucizelere kaldığı haftalardan sonra "arap atı" misali müthiş bir atağa kalktı ve yarışta liderliği ele geçirdi. Madem at yarışı benzetmesi yaparak konuşuyoruz o zaman Alex'i de Halis Karataş yapalım da tam olsun. Bursaspor ise yarışın ortalarında yaptığı atakla liderliği ele geçirmesine karşın son metrelere girilirken yorulunca ikinciliğe geriledi. Aslında ben bu kadar at yarışı meraklısı bir insan değilim ama zaman zaman izlediğim yarışların çoğunda son metrelerde liderliği ele geçiren atların yarışı kaybettiğini hiç görmedim.

Fenerbahçe Şubat ayındaki rezaletten sonra ligde gol yemeyerek gerçekten bir mucize gerçekleştirdi. Bu performans sonrasında son haftaya şampiyonluğun en büyük adayı olarak girilmesi sağlandı. Henüz hiçbir şeyin bitmediği bir gerçek. Daha önce alınan sonuçların anlamlı olması için Pazar günü galibiyet şart.

Bursaspor ise sezonun en istikrarlı takımı. Sezon başından beri aldıkları sonuçlar gerçekten çok iyi. Aslına bakarsanız bu sezon şampiyon olamazlarsa bu çok büyük bir talihsizlik olacak. Beşiktaş'ı Fenerbahçe'yi deplasmanda yenen, Galatasaray'dan iki maçta 4 puan kazanan bir takımın şampiyon olması gerekir. Ancak Bursaspor son haftaya girilirken kendi göbeğini kendi kesme şansına sahip değil. Ayrıca Bursaspor 75 puanla ikinci olursa bu son 4 sezonda ikinci olan takımın aldığı en yüksek puan olacak. Geçen sene Beşiktaş 71, üç sene önce Fenerbahçe şampiyon olurken ligi 70 puanla tamamlamışlardı. Bir Anadolu takımı aldığı 75 puana rağmen şampiyon olamıyorsa bu bana göre bir şanssızlıktır.

İki takımın son hafta maçlarını değerlendirecek olursak Bursaspor'un işi daha zor görünüyor. Çünkü rakibi maç hangi şartlar altında oynanacak olursa olsun Beşiktaş. Üstelik son haftalarda Bursaspor'un oynadığı futbol da pek iyi değil. Anadolu takımlarının destekleyen arkadaşlar İstanbul takımlarına ve Trabzonspor'a "büyük" denmesine içerliyorlar ama aradaki büyük küçük farkı kabul etseler de etmeseler de bu tip durumlar da ortaya çıkıyor işte. Fenerbahçe sıkıntılı geçmesi beklenen karşılaşmaları büyük bir soğukkanlılıkla oynayıp kazanırken Bursaspor'un maçları nasıl zar zor kazandığını görüyoruz. Ligin temiz ve adil olduğuna kesinlikle inanmıyorum ama aradaki bu fark bir gerçektir ve gerçekleri kabullenmek kolay değildir.

Öte yandan Fenerbahçe medyası olarak tabir edilen bir kısım medya birkaç güne kalmaz "Beşiktaş yatar." muhabbetlerine başlar. Ayrıca Beşiktaş'ın durumu ne olursa olsun Bursaspor'a maçı vereceğini sanmıyorum. Bursaspor'un son haftalarda oynadıkları futbolun da iyi olmadığını düşünürsek çok zorlu bir maç olacağını öngörmek için müneccim olmaya gerek yok.

Fenerbahçe ise Trabzonspor ile oynayacak. 6 gün önce iki takım kupa finalinde karşılaştığında maçı daha çok isteyen Trabzonspor haklı bir galibiyetle kupaya uzandı. Bu maça baktığınız zaman ise maçı kazanmayı daha çok isteyen taraf Fenerbahçe ve üstelik kendi sahasında. Hiçbir maç oynamadan kazanılmaz ama kupayı alarak bu sezonki hedefine ulaşmış bir Trabzonspor'un şampiyonluğa çok yakın Fenerbahçe'ye çelme takması pek ihtimal dahilinde değil. Yine de bol keseden atıp tutmamak temkinli olmak en iyisi.

Hiç yorum yok: