BİY

18 Şubat 2010 Perşembe

Guus Hiddink


Fatih Terim milli takımdan ayrıldığından beri milli takım teknik direktörü olarak ismi en çok telaffuz edilen Guus Hiddink'ti. Doğrusu bu kadar uzun zaman geçtikten sonra başka birisi milli takımın başına gelseydi kabul görmesi pek mümkün değildi. O yüzden Guus Hiddink'in milli takımın başına getirilmiş olması önemli bir başarı olarak telakki edilebilir.

Guus Hiddink'in kariyerine baktığınız zaman özellikle milli takımların başında daha başarılı olduğunu görüyoruz. 98 Dünya Kupası'nda Hollanda'yı 2002'de ev sahibi Kore'yi yarı final oynattı. 4 yıl sonraki Dünya Kupası'nda 32 yıl aradan sonra Dünya Kupası'na katılan Avustralya'yı gruptan çıkardı ama şampiyon İtalya'ya son dakikada verilen tartışmalı bir penaltıyla elendi. En son Rusya'nın başında Euro 2008'de yarı final oynadığını zaten çok iyi biliyoruz. Rusya ile 2010 elemelerinde Play-off'ta Slovenya'ya elenmesi ise bana göre tam bir talihsizlik. İlk maçta çok iyi oynayan Rusya 2-0 öndeyken son dakikada gol yedi. Sonra Slovenya o golün avantajıyla Dünya Kupası'na gitmeyi başardı.

Guus Hiddink mevcut adaylar arasında milli takımın başına getirilebilecek en uygun isimdi. Gerek milli takımlarda elde ettiği başarılar gerekse de daha önce Türkiye'de çalışmış olması önemli bir avantaj. Ayrıca Oğuz Çetin'in yardımcısı olması da önemli bir artı. Sonuçta Fenerbahçe'den eski öğrencisi. Öte yandan Rusya'nın başındayken de 2010 elemelerinde gruptaki en önemli rakibimiz Almanya ile mücadele etti. Yakın geçmişte Almanya'la karşılaşmış olması Almanya maçları için de elimizi kuvvetlendirecektir. Tüm bunlar düşünüldüğü zaman Guus Hiddink'in doğru bir tercih olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabi gönül isterdi ki keşke 1 Ağustos'tan itibaren değil de sözleşme imzalanınca göreve başlasaydı. Dünya Kupası'nda Fildişi Sahili'ni çalıştıracak deniyor. Eğer bir yarı final de onlarla yaparsa acayip bir iş yapmış olur. Gerçi grupta Brezilya ve Portekiz varken gruptan çıkması bile yeterince acayip olacaktır.

Hiç yorum yok: