BİY

18 Şubat 2010 Perşembe

Şampiyonlar Ligi 1.Eleme Turu İlk Maçlar 1/2


Şampiyonlar Ligi'nde 1. Eleme Turu'ndaki ilk 4 maç bu akşam oynanan iki maçla tamamlandı. 4 maçın hiçbiri berabere bitmezken 3 maçı ev sahibi takımlar 1 maçı da deplasman takımı olarak Manchester Utd. kazandı.

Şüphesiz bu haftanın sonucu en çok merak edilen maçı Milan-Manchester Utd maçıydı. Milan son günlerde yükselişe geçmiş bir takımdı ancak Inter mağlubiyetinden sonra bir düşüş başlamıştı. Manchester'da ise Rooney attığı gollerle takımını sırtlıyordu. Milan takımı ligdeki performansı nasıl olursa olsun Şampiyonlar Ligi'nde bambaşka oynayan bir takım olur her zaman. Buna bu sene de şahit olduk. Hatta öyle ki Milan bu sene Şampiyonlar Ligi'nde kendi sahasında galibiyet alamazken deplasmanda Real Madrid'i ve Marsilya'yı yenmeyi başardı. Dün akşamki maça da iyi başladılar aslında. Hatta 3.dakikada Ronaldinho ile golü de buldular. Dahası önemli pozisyonlara da girdiler ama Scholes'un şansının yardımıyla attığı gole engel olamadılar ve ilk yarı 1-1 sona erdi. İkinci yarı Milan yine pozisyonlara giren takımdı. Ama 66'da Rooney kafa vuruşuyla durumu 1-2'ye getirdi. Bu golde Valencia güzel bir orta yapmış olsa da o topa Dida çıkıp müdahale edebilirdi. Ayrıca Rooney'e kafa vuruşu yapma şansı vermek düşündürücü. Keza 8 dakika sonra Manchester Rooney ile bir kafa golü daha buldu. 85'te Ronaldinho'nun pasında Seedorf şık bir vuruşla skoru belirleyen golü attı. Bu maçla ilgili olarak Rıdvan Dilmenvari bir yorum yapacak olursak; Kalecileri değişselerdi Milan farka giderdi demek yanlış olmaz.

Milan her ne kadar bu sene Şampiyonlar Ligi'nde deplasmanlarda daha başarılı olsa da Alex Ferguson deplasmanda kazandığı avantajı Old Trafford'da kaybetmeyecektir. Futbolda her türlü sonuç var ama Manchester %90 turu geçti diyebiliriz.

Salı gecesinin bir diğer maçında Real Madrid belalısı O.Lyon'a konuk oldu. Ve o O.Lyon Real Madrid'in başına bir kez daha bela oldu. Doğrusunu söylemek gerekirse O.Lyon bu maçta galibiyeti sonuna kadar haketti. Real Madrid'te sadece Cristiano Ronaldo çabaladı, bir şeyler yapmak için çırpındı durdu. Özellikle maç 1-0 olana kadar pozisyonlara giren oyuna hükmeden taraf O.Lyon'du. 1-0'dan sonra Real Madrid biraz kıpırdanır gibi olsa da sadece Ronaldo'nun çabasıyla bir şeylerin olması mümkün değildi.

O.Lyon bu maçta daha farklı galip gelebilirdi. 1-0'lık mağlubiyet Real Madrid için bir şans olabilir. 2004'ten beri çeyrek finali göremeyen Real Madrid yaklaşık 250 milyon Euro'luk transferden sonra yine çeyrek finale çıkamazsa bu çok büyük bir başarısızlık olarak telakki edilir. O yüzden Real Madrid rövanşta turu geçmek için var gücüyle saldıracaktır.

Porto-Arsenal maçı da özellikle atılan goller bakımından ilginç bir maç oldu. Porto'nun attığı ilk gol Fabianski'nin hediyesiydi. İkinci gol de ise kurnazlık yaparak golü attılar. Endirekt serbest vuruş çabuk kullanılabiliyor mu, bilmiyorum doğrusu araştırmak lazım. Arsenal ise golü duran top organizasyonundan buldu. Gollerin haricinde bakarsak dengede giden pozisyonu az ve gereksiz bir gerginliğin olduğu maç izledik. Özellikle Fabregas çok fazla faule maruz kaldı ve neredeyse her faulden sonra tansiyonu yükseltecek davranışlarda bulundu.

Arsene Wenger 2-1'lik skora razı olduğunu yaptığı oyuncu değişiklikleriyle gösterdi. Sonuçta 1-0'lık bir galibiyet Arsenal'e çeyrek final için yeterli olacak. Sakatlarının da düzelmesiyle Arsenal kendisi için yeterli skoru elde edecektir.

Son günlerin yükselen takımı Bayern Münih ve düşüşte olan takımı Fiorentina arasındaki maç futbol açısından çok fazla bir şey vermedi. Gerek Fiorentina'nın katı savunması gerekse de Robben hariç Bayern'in hücum elemanlarının etkisiz kalması yavan bir maçın ortaya çıkmasına sebep oldu. Etkisiz olmalarının sebebi Bundesliga da olabilir. Çünkü Bundesliga'da Fiorentina kadar katı savunma yapan takım yok. 45+3'te o dakikaya kadar figüranlık yapan Ribery işin içine girince Bayern penaltı kazandı ve golü buldu. İkinci yarının hemen başında Fiorentina Bayern ceza sahasında oluşan karambolde golü bulunca skor tekrar eşitlendi. 1-1'den sonra oyunun mutlak hakimi Bayern Münih'ti. 73'te Gobbi Robben'e dirsek atıp kırmızı kartı görünce Bayern 2.gol için daha da yüklenmeye Fiorentina ise yememek için daha çok çekilmeye başladı. Fakat 89'da Klose ofsayttan attığı golle Bayern'i öne geçirdi. Uzatmalarda Bayern Münih normal sürede bulduğundan daha fazla pozisyon bulsa da özellikle Robben'in bencilliğinden ötürü skoru 3-1 yapamadı. Halbuki Ribery'e vermediği bir pas var, verse 3-1 olması içten bile değildi.

Bayern Münih avantajlı bir skor elde etti etmesine ama bu avantajlarını koruyabileceklerinden çok da emin değilim. Ama Fiorentina da bu akşam Bayern'i yenebileceğinin işaretini vermedi. İkinci maçta her şey olabilir.

Şampiyonlar Ligi'nde bu hafta böyle geçti. Gelecek hafta kalan 4 maç oynanacak ve ilk maçlar tamamlanacak. Bu akşam İlker Yasin'den öğrendiğimize göre de Inter-Chelsea maçını izleyebileceğiz. Salı akşamı ise hala muamma.

Hiç yorum yok: