BİY

25 Şubat 2010 Perşembe

Şampiyonlar Ligi 1.Eleme Turu İlk Maçlar 2/2


Şampiyonlar Ligi'nde 1. eleme turu ilk maçları bu hafta oynanan 4 maçla tamamlandı. 2 hafta sonra ilk hafta maçlarını oynayan takımlar rövanşlara çıkacaklar. Ertesi hafta da bu hafta seyrettiklerimiz. Bu haftaki maçlarda Barcelona, Bordeaux, Inter ve Sevilla rövanşlar için avantajlı skor elde eden takımlar oldular. En azından rövanşların tamamı 0-0 bitse bu takımlar çeyrek finalist olacaklar.

Kuralar çekildiğinde sonucu en çok merak edilen eşleşme şüphesiz Inter-Chelsea eşleşmesiydi. Son iki yılda bu turda İngiliz takımları Liverpool ve Manchester'a elenen Inter'in karşısında bu kez Milan'ın eski hocası Ancelotti'nin ve hocası Mourinho'nun eski takımı Chelsea vardı. Kağıt üstünde daha iyi olan takım Chelsea'ydi. Inter'in maçı kazanması için ekstra bir şeyler ortaya koyması şarttı. Inter maça Milito'nun golüyle adeta 1-0 önde başladı. Skor avantajını yakalayan Inter bu golden sonra oyunu kendi yarı sahasında kabul etti. Chelsea ilk yarıda elini kolunu sallaya sallaya Inter ceza sahasına kadar geldi ve etkili de oldu. Ama kimi zaman direkler, kimi zaman Julio Cesar, kimi zaman da Lucio gole izin vermedi. Inter kalesinde bunlar olurken Chelsea kalesinde Eto'o çok kritik bir pozisyonda topu ıskalayınca Inter 2. golden oldu. Futbol öyle enteresan bir oyun ki ilk yarıda doğru dürüst hücum yapmayan Inter ilk yarıyı 2-0 önde kapatabilirdi.

İkinci yarı gollerle başladı. Chelsea Inter'in golüne 51'de Kalou ile cevap verdi. Köşeye giden top bir de Julio Cesar'ın önünde sekince ağlarla buluştu. Bu golden 4 dakika sonra Inter 3. kez organize bir atağa çıktı ve Cambiasso takımını tekrar öne geçirdi. 2-1'den sonra Inter ilk yarıdaki kadar etkisiz oynamadı. İlk yarıya oranla daha çok pas yaptılar topa daha çok sahip oldular. Hal böyle olunca Chelsea ilk yarıdaki kadar oyuna hükmedemedi ve maç 2-1'lik skorla tamamlandı.

Bu skor çok büyük bir avantaj değil. Chelsea ikinci maçı 1-0 kazanabilir. Biz bunun farkındaysak Jose Mourinho hayli hayli farkındadır. İkinci maç için bir şeyler düşünecektir.

Bu haftanın bir diğer ilgi çeken mücadelesi Stuttgart ile Barcelona arasındaydı. Son şampiyon Barcelona toparlanma emareleri gösteren Stuttgart'a konuk oldu. Stuttgart özellikle ilk yarıda Barcelona'ya zor anlar yaşattı. Bunun en önemli nedeni Iniesta'nın Henry'nin oynadığı bölgede oynaması oldu. Bu yüzden Xavi-Iniesta ikilisi bozuldu ve Yaya Toure ile Sergio Busquets'in performansları Barcelona'nın alıştığımız pas trafiğini yapmasına engel oldu ve bir çok pas hatası yaptılar. Barcelona cephesinde bunlar olurken Stuttgart da bu hatalardan faydalanıp kaptıkları toplarla hızlı çıkarak pozisyonlar üretti. Eğer ilk yarı 1-0 bitmemiş olsaydı Barcelona muhtemelen avantajlı bir skor elde edemeyecekti.

İkinci yarının 7.dakikasında Ibrahimoviç skoru 1-1'e getirdi. Ardından Henry-Yaya Toure değişikliği geldi ve Iniesta orijinal mevkisine döndü. Böylece Barcelona kontrolü biraz daha eline geçirdi ve Stuttgart ilk yarıdaki kadar pozisyona giremedi. Barcelona da 1-1'e razı bir görüntüde olunca maç bu skorla tamamlandı.

Nou Camp'a Barcelona karşısına skor dezavantajıyla çıkacak olması süphesiz Stuttgart için büyük bir handikap oluşturdu. Barcelona 1-1'in avantajını değerlendirmesini bilecektir. Barcelona çeyrek finale çok yakın demek yanlış olmaz.

Bu haftanın başka bir mücadelesi de Atina'da Olympiakos ile Bordeaux arasındaydı. Grup aşamasının en başarılı takımı olan Bordeaux Olympiakos karşısında da turun favorisiydi. İlk yarının son dakikasında bir duran top organizasyonuyla golü buldular. Zaten ne zaman Bordeaux maçlarının özetini izlesem mutlaka bir gol duran toplardan gelmiş oluyor. Herhalde Avrupa'nın duran topları en etkili kullanan takımı Bordeaux'dur. Bu maçın ikinci yarısı Olympiakos ağırlıklı karşılıklı pozisyonlarla geçse de iki takım da gol bulamadılar ve maç Bordeaux'nun üstünlüğüyle tamamlandı. Bordeaux'nun rövanşta turu vermesi çok büyük sürpriz olur. Kuvvetle muhtemeldir ki çeyrek finale çıkacaklardır.

Bu turun bir diğer maçı da Cska Moskova ile Sevilla arasında oynandı. CSKA'yı en son bıraktığımızda oldukça formdaydılar ve hatta bu sayede Şampiyonlar Ligi'nde bu tura yükseldiler. Sevilla ise sezon başında Barcelona ve Real Madrid'e refakat ederken gittikçe düşen formuyla bu ikiliden uzaklaştı. Maça gelecek olursak CSKA bıraktığımız gibiydi. Belki çok mükemmel bir futbol oynamadılar ama Sevilla'dan daha iyi oldukları aşikardı. Sevilla ise (hava şartlarından da kaynaklanıyor olabilir) "Ne işimiz var bizim burda?" dercesine bir futbol oynadı. Attıklar gol de zaten tam bir piyango oldu onlar için. Stoperlerin ve kaleci Akinfeev'in yaptıkları hataları Negredo gole çevirdi ve 1-0 öne geçtiler. Zaten oldukça isteksiz görünüyorlardı öne de geçince hiçbir şey yapmaz oldular. CSKA ise golü atmak için oldukça uğraştı. 65'te Mark Gonzalez takımına beraberliği getirdi. Bu golden sonra CSKA'da da duraksamalar oldu. Sevilla'ya göre daha etkiliydiler ama üretkenlikleri düşmüştü. Böyle olunca da maç 1-1 sona erdi.

Bu skor Sevilla için çok büyük bir şans oldu. İyi oynamadıkları bir maçta avantajlı bir skor elde ettiler. Sevilla 3 sene önce olduğu gibi bu kez çeyrek final fırsatını kaçırmak istemeyecektir.

Şampiyonlar Ligi'nde 1. turun ilk maçlarını tamamlamış olduk. Çeyrek final için çok büyük avantaj elde eden takımlar olsa da işini sıkıntıya sokan takımlar da oldu. Rövanşlar şüphesiz daha heyecanlı ve stresli olacaktır. Bakalım rövanşlar bize ne getirecek?

Hiç yorum yok: