8 Eylül 2009 Salı
Var mısın, Yok musun?
Milli takım yarın akşam Bosna'da 2010 Dünya Kupası'na "varım" ya da "yokum" demek için sahaya çıkacak. Kabul etmek gerekir ki rakibimiz çok iyi bir takım grupta bulundukları yeri kesinlikle hak ettiler. Özellikle biz İspanya ile meşgulken iki maçta da Belçika'yı yenmeleri avantajı ele geçirmelerini sağladı. Biz de o Belçika ile içerde berabere kaldık.
Ağustos'ta oynanan Ukrayna maçına kadar bir çok insan milli takımdan ümitsizdi. Gerek fikstürün zorluğu gerek oynanan futbol gerekse de rakip Bosna-Hersek'in oynadığı futbol "2010'a veda" niteliğindeydi. Fakat Ukrayna'yı deplasmanda 3-0 yenmemiz işin rengini bir nebze olsun değiştirdi. Alınan galibiyet umutları yeşertti. Estonya maçında da yenilen iki gole rağmen Arda, Emre ve Tuncay'ın çok iyi oynamalarıyla ortaya konulan oyun ve alınan galibiyetin de etkisi ile çoğu insan "Biz Bosna'yı orada yeneriz." demeye başladı. Tabi bunu söylemeleriniz bir çok nedeni var. Birincisi uzun zaman sonra ilk defa milli takım kampında bu kadar formda futbolcu var. İkincisi Estonya ve Ukrayna maçları. Üçüncüsü de 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'ndaki unutulmaz maçlarımız. Gerçi çekirge bu kadar çok sıçrar mı? Onu bilemeyeceğim. Tüm bu faktörleri üst üste koyunca ortaya umutlanabileceğimiz bir durum çıkıyor. Ama şu da bir gerçek biz Bosna'yı orada yensek bile kaderimiz hala onların elinde. Son maçta Güiza'nın yardımına ihtiyacımız olabilir.
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Çeşitli insanlar çıkıp; "Biz Dünya Kupası'na gidemezsek Dünya kaybeder. Turnuvalara renk katan bir takımız. Şöyleyiz böyleyiz." diye ahkam kesiyor. Arkadaş, hiç kimse seni kara kaşının kara gözünün hatrına oraya vuvuzela gürültüsü dinlemeye çağırmaz! Önce hak et! Böyle şeyler söyleyerek kendiniz avutmayın, kandırmayın. Biz oraya gidemezsek biz kaybederiz başkası değil.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder