BİY

17 Mart 2010 Çarşamba

Anti-Futbol


Dün akşamki Chelsea-Inter maçından sonra Inter'i ve Jose Mourinho'yu anti-futbolla suçlayanlara rastladım ve bu konu üzerine bir yazı yazma ihtiyacı hissettim. Çünkü herşeyde olduğu gibi "anti-futbol" kavramının da içini boşalttık. Tıpkı "total futbol" 4-6-0 ve bilimum futbolla alakalı kavramda olduğu gibi.

Bu anti-futbol lafı 21. yy'de ortaya çıktı. Türkiye'de bu terimi ilk kullanan insan "her şeyi bilen adam" Hıncal Uluç'tu. Ersun Yanal'ın Gençlerbirliği'ni anti futbol oynamakla itham ediyordu her fırsatta. Sebebi de rakipler hızlı hücuma çıkarken faullerle hücumları kesmeleri olarak gösteriyordu. Daha sonra bu fauller "taktik fauller" başlığında toplandı.

Bu işin küresel bazda yayılmasına neden olan takım 2004 Avrupa Şampiyonu Yunanistan oldu. 4-5-1 düzeniyle sahaya çıkan ve gerideki dört adamı asla santrayı geçmeyen Yunanistan şampiyonluğa ulaşınca "küçük" olarak tabir edilen takımlar bu anlayışı benimsediler ve böyle oynamaya başladılar. Hatta geçen sene yarı finalde Chelsea Barcelona'ya karşı bildiğin anti futbol oynamıştı. Ama şu bir gerçek ki Chelsea gibi fizik güç olarak belki de avrupanın en iyisi olan bir takım Barcelona'yı ancak öyle durdurabilirdi. Ama Iniesta son dakikada final biletini almayı başardı.

Anti futbola başvuran takımların geri dörtlüsü asla ileri çıkmazlar. Ayrıca orta sahada Mehmet Demirkol'un tabiriyle en az iki çapayla oynarlar. Kanatlarda oynayanların da ilk işi beklerine yardımcı olmaktır. Zaten geriye 3 kişi kaldı. Bunlardan biri kaleci biri santrofor diğeri de ayağı biraz iyi olan, top yapan bir adam. Şimdi akşamki maça bakacak olursak. Inter bir kere 4 tane hücum ağırlıklı oyuncuyla (Milito-Eto'o-Pandev-Sneijder) sahaya çıktı. Onun dışında da özellikle ilk yarıda Maicon'un bindirmelerini de izledik. Şimdi bu işleri yapan bir takıma nasıl anti-futbol oynuyor denir?

Bu soruya cevap vermek gerekirse şöyle denir: Biz zaman kazanmak için yere yatan, kale vuruşunu geciktiren, serbest vuruş öncesi topun yeriyle ilgili hakeme itiraz eden futbolcuları görünce o takımı anti-futbol oynamakla suçluyoruz. Bu kısmen doğru olsa da aslında bu tip davranışlar "centilmenliğe aykırı hareketler" olarak nitelendirilmelidir. Anti futbol bu davranışları içerir ama bir takım bu işleri yapıyor diye anti futbol oynuyor değildir.

Dün akşamki maçta Inter'i anti-futbol oynadı diye suçlamak; haksızlıktır, futboldan anlamamaktır, Jose Mourinho'nun başarısını çekememezliktir. Jose Mourinho'yu sevmeyebilirsiniz. Ben de sevmiyorum. Kabul etmek gerekir ki antipatik bir adam. Ama tüm bunlar benim Jose Mourinho'nun büyük bir teknik adam olduğu gerçeğini görmemi engellemiyor.

Hiç yorum yok: