BİY

1 Mart 2010 Pazartesi

MHK Skandalı


Rahmetli Hasan Doğan ve onun devamı niteliğinde olan Mahmut Özgener federasyonlarını destekleyen biri olarak söylemek isterim ki bu Merkez Hakem Kurulu herhalde Türk futbol tarihinin en başarısız, en kötü MHK’sıdır. Bunun bu hafta oynanan İ.B.B-Fenerbahçe maçı ve Fırat Aydınus’la elbette ilgisi var. Ama mesele sadece Fenerbahçe meselesi değil. Yazının devamında bunu anlayacaksınız zaten.

Türkiye’de hakemler her zaman tartışma konusu olmuştur. Özellikle büyük takımlar maç kaybettikten sonra çoğu zaman hakemi suçlarlar. Hele bu bir derbi maçsa o tartışmalar suçlamalar bitmek bilmez. Ama hakemler hiçbir zaman geçen sezonun ilk yarısındaki kadar tartışılmamıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse iyi maç yöneten hakem neredeyse yok gibiyken bir de kart işareti yapan futbolcuya sarı kart gösterme modası çıkmıştı. Faule maruz kalmış ve kart işareti yapan herkes sarı kart görüyordu. Oysa hakemin otoritesini sarsacak şekilde bu hareketi yapanlar gerektiği şekilde cezalandırılmalıydı. Ama MHK’nın kesin talimatı yüzünden en masumane şekilde kart işareti yapanlar da sarı kart görüyordu. Futbolcu da insan robot değil. Onun da duyguları var. Adamın canı yanmış tepki vermesin mi yani? Neyse ki hakemler geçen yılın ikinci yarısında toparlandılar ve ligin sonunu iyi getirdiler.

Tabi bu kadarla sınırlı değil. Bir de yapılan atama skandalları var. Örneğin Hakan Sivriservi’nin 2007-2008 sezonunda oynanan Fenerbahçe-Kayserispor maçına atanması meselesi. Fenerbahçe Kayseri karşısında 1-0 mağlupken biri ofsayttan biri de uydurma bir penaltıyla olmak üzere maçı 2-1 kazanmıştı. Hakem bu maçta bariz bir şekilde maçın skoruna etki etti. Art niyetli değildir muhtemelen. Ama mesele niyet meselesi değil. Mesele aynı hakemin bir hafta önce oynanan İ.B.B-Beşiktaş maçında Bobo’ya tartışmalı bir kırmızı kart göstermesi ve 10 kişi kalana kadar çok iyi oynayan Beşiktaş’ın maçı kaybetmiş olması. Şimdi bir hakem kötü maç yönetiyor. Şampiyonluk mücadelesi yapan bir takımın mağlup olmasına neden oluyor. Ve siz onu ertesi hafta şampiyonluk mücadelesi yapan başka bir takımın maçına veriyorsunuz . Bu sefer de o takım maçı hakem hatalarıyla kazanıyor. Sonucunda da o hakemin kariyerini bitiriyorsunuz. Geçmişten aklıma gelen bu. Ama buna benzer yapılmış bir çok atama hatası var.

Fırat Aydınus’a gelecek olursak... Fırat Aydınus aslında benim beğendiğim bir hakemdi. Özellikle bir zamanlar Fenerbahçe-Beşiktaş derbilerinin değişmez hakemiydi. Ama bu sene gerçekten kötü maçlar çıkarıyor. Buna rağmen MHK kendisine iki tane derbi maçı verdi. İkisi de İnönü’de oynanan maçlar üstelik. İlk olarak Beşiktaş-Fenerbahçe maçını yönetti. Maç 0-0 giderken İbrahim Üzülmez’in Gökhan Gönül’e yaptığı penaltıyı vermedi. O penaltıyı verse maç çok farklı olabilirdi. Peki sonra ne oldu? Aynı MHK Fırat Aydınus’u Beşiktaş-Galatasaray maçına verdi. Bu maçta da sarı kartı varken elle oynayan Barış Özbek’i ve İbrahim Üzülmez’e dirsek atan Keita’yı oyundan atmadı. Peki MHK ne yaptı? Bu hataları yapan Fırat Aydınus’u bu hafta oynanan İ.B.B-Fenerbahçe maçına atadı.

İ.B.B-Fenerbahçe maçına baktığınız zaman Fırat Aydınus tek kelimeyle skandal bir yönetim gösterdi. Öncelikle Cristian Baroni’nin yaptığı hareket kesinlikle kırmızı kartı gerektiyordu. Şimdi bu pozisyonda hiç faul vermemiş olsa göremedi veya görmedi diyebiliriz. Ama hakem pozisyonu görüyor ve faul veriyor. O zaman kırmızı kartı da vereceksin. Ama bırakın kırmızıyı sarı bile vermiyor. Daha sonra Ekrem Güiza’yı düşürüyor. Düşürmese kaleciyle karşı karşıya kalacak. Yani bariz gol şansı var. Kırmızı kartı gerektiren bir pozisyon ama sarı kart veriyor. Daha sonra Alex’in gördüğü kırmızı kart var. Pozisyon yoruma açık bir pozisyon. Özellikle bizim ligimizde buna benzer çok harekete şahit oldum kırmızı kart gösterenine pek rastlamadım. Ben hakeme burda niye kırmızı kart gösterdin demem. Ama hakemin bir standardı olmalı. Cristian’a kart bile vermediysen ona da vermemen gerekir. Hakem hakemlik yapacak eyyam yapmayacak.

Bu ülkede Bülent Yavuz da MHK başkanlığı yaptı. Kendisini eğitim seminerlerinde tartışmalı pozisyonları anlatırken yaptığı komik hareketlerle hatırlıyoruz. Ama onun döneminde hiçbir zaman iyi maç yönetmemiş bir hakem ertesi hafta başka bir maça atanmadı. Hele şampionluk mücadelesinde olan bir takımın maçına hiç atanmadı. Böyle skandal tayinler yapılmadı. Bunlara hep özen gösterildi, dikkat edildi.

Sadece atama skandalları değil tabi. Bir de Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek var. Bu hakemelere aylardır maç verilmiyor. Ama Süper Lig hakemleri kategorsinden de çıkarılmıyorlar. Seminerlere davet edilmiyorlar, gidiyorlar, alınmıyorlar. Açıklama yapılsın istiyorlar, açıklama yapılmıyor. Kimi Yıldırım Demirören’le Aziz Yıldırım istemiyor bu hakemleri diyor, kimi falanca maçta filanca hatayı yaptı diye maç verilmiyor diyor, kimi Haluk Ulusoy’un adamı oldukları için maç verilmiyor diyor. Herkes bir şeyler söylüyor ama MHK hariç. En azından çıkın bir şey söyleyin.

Aslında böyle hakem, MHK eleştirileri yapmak bana göre bir şey değil. Öyle ki bu yazıyı yazarken kendimi bir Serhat Ulueren, bir Ahmet Çakar gibi hissettim. Ama bu MHK’nın göreve geldiği günden beri yaptığı hatalar da çok fazla oldu. Üstelik aynı fahiş hataları tekrar tekrar yapıyorlar. Bu şekilde devam edeceklerse bu işi bıraksınlar.

Hiç yorum yok: