BİY

18 Mart 2010 Perşembe

Şampiyonlar Ligi 1.Eleme Turu Rövanş Maçları 2/2


Şampiyonlar Ligi'nde bu hafta oynanan maçların ardından 4 çeyrek finalist daha belli oldu. Inter, CSKA Moskova, Barcelona ve Bordeaux da adlarını çeyrek finale yazdıran takımlar oldular.

Şüphesiz bu turun en dikkat çekici eşleşmesi Inter-Chelsea eşleşmesiydi. İlk maçı 2-1 kazanan Inter bu skorun avantajıyla Londra'ya gitti. Doğrusunu söylemek gerekirse 2-1 çok avantajlı bir skor değil. 1-0'lık mağlubiyet turu kaybetmenize sebep olabiliyor. Böyle olunca da Chelsea'nin turu geçebileceğini düşünüyordum. Ama Mourinho'nun da mutlaka bu işe biz çözüm üreteceğini tahmin ediyordum.

Nitekim Mourinho dersine iyi çalıştığını daha maçın başında gösterdi. Inter ilk yarım saat Chelsea'ye doğru düzgün pozisyon vermedi. İlk yarının sonlarında Chelsea'nin doğal baskısı oldu. Bu sürede öne geçecek pozisyonlar da buldular ama Lucio-Samuel-Cesar üçlüsü Chelsea'ye geçit vermedi.

Chelsea'nin baskısı ikinci yarının başında da devam etti. İlk on dakika pozisyon bulan Chelsea'ydi. Ama bal yapmayan arı misali Chelsea golü bulamadı. Bunun üzerine Ancelotti Joe Cole-Ballack değişikliğini yaptı ve bu değişiklik takımın oyununu geriye götürdü. Bu dakikadan sonra Inter Chelsea'yi kolay kolay kalesine yaklaştırmazken üstüne üstlük rakip kalede pozisyonlar bulmaya başladı. Önce Pandev sonra Milito golleri kaçırdı. Ama 79'da Eto'o kaçırmadı. Bu golle Inter çok büyük avantaj elde etti. Artık Chelsea'nin işi iyice zorlaşmıştı. Drogba 87'de kırmızı kartı görünce Chelsea maça havlu atmış oldu.

Inter'e turu getiren kesinlikle Jose Mourinho'ydu. Öncelikle dersine iyi çalıştığı çok belliydi. Artı Chelsea'yi Ancelotti'den daha iyi biliyordu. Sonuçta bu takımın iskeletini kuran kendisiydi ve onlarla haleflerinden daha çok çalışmıştı. Jose Mourinho gibi bir adama bu kadar avantaj verirseniz işleri iyice zorlaştırıyorsunuz demektir.

İtalyan futbolunu, Jose Mourinho'yu pek sevmesem de son yıllardaki İngiliz hegemonyasının kırılması adına Inter'in çeyrek finale çıkmasını istiyordum. 2 İngiliz takımı yeter. Fazla olunca iyi olmuyor.

Dün akşamın diğer mücadelesinde ise bir sürpriz yaşandı. İlk defa bir Rus takımı Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale yükseldi. Aslında ilk maçta da iyi oynayan taraf CSKA Moskova'ydı. Sevilla amiyane tabiriyle çok beleş bir gol atmıştı ilk maçta. Fakat buna rağmen Sevilla bu golün avantajını kendi sahasında kullanamadı. CSKA Moskova iki maçın toplamına baktığınız zaman daha iyi olan taraftı bana göre. Çeyrek finali hakettiler. Sevilla'nın da yine çeyrek finalden önce elenmesi enteresan oldu.

Bu haftanın dikkat çeken bir diğer mücadelesi Barcelona ile Stuttgart arasındaydı. İlk maçta Barcelona'ya zor anlar yaşatan Stuttgart Nou Camp'a bunu tekrarlamaya gelmişti. Fakat papaz bu kez pilav yemedi. Aslına bakarsanız kötü de başlamadılar maça ama Messi'yi durduramadılar. Messi ilk önce harika bir gol attı. Sonra Yaya Toure'ye verdiği mükemmel pasla ikinci golün mimarı oldu. 60'ta attığı golle de rakibin direncini tamamen kırdı. Krkic ise 89'da son noktayı koydu ve Barcelona çeyrek finale çıkan bir diğer takım oldu.

Bordeaux ise deplasmanda 1-0 yendiği Olympiakos'u konuk etti. 5.dakikada Gourcuff'un orta şut karışımı frikiğiyle öne geçti. Sonrasında ise futbol adına ortaya fazla bir şey koymadı. Skor dezavantajının getirdiği zorunluluktan dolayı bir şeyler yapmaya çalışan Olympiakos'tu. Ama onlar da aradıkları golleri bulamadılar.

Maçın ikinci yarısında Derbyshire Plasil'e yaptığı faul sonucu takımını 10 kişi bıraktı. Fakat 10 kişi kalan Olympiakos buna rağmen Mitroglou'yla golü buldu ve Bordeaux'yu sıkıntıya sokmayı başardı. Golden sonra Alou Diarra da Derbyshire'ınkine benzer pozisyonda kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı ama Bordeaux 88'de Chamakh'ın attığı golle rahatladı ve O.Lyon'dan sonra çeyrek finale çıkan diğer Fransız takımı oldu.

Bordeuax takımı sezon başındaki gibi değil. O etkili futbollarını oynayamıyorlar. Sezon başındaki takım olsa Olympiakos'u çok rahat geçerlerdi. Ama duran toplardan buldukları gollerle zar zor geçtiler. Grup aşamasındaki performanslarının kaymağını yediler ancak o avantajları artık kalmadı. Gruplarda karşılaştıkları Bayern Münih dahil çeyrek finalde "baba" bir takım gelirse bu futbollarıyla yarı final oynamaları mümkün değil.

Şampiyonlar Ligi'nde yoluna devam eden sadece 8 takım kaldı. Bu 8 takımın 4'ü grubunu lider 4'ü ikinci bitirmişti. Daha önceki yıllarda bu kadar grup ikincisi çeyrek finalist olmamıştır herhalde. Ayrıca son yıllardaki İngiliz hakimiyetine bu sene son verildi. Tabi bunda Liverpool'un önemli katkıları oldu. Bir diğer enteresan olay da iki Fransız takımının çeyrek finalde olması. Eşleşirlerse 2005'ten beri ilk defa üç büyük ligin dışındaki takımlardan biri yarı finale çıkmış olacak. Bir de CSKA'nın çeyrek finale çıkmış olması var ki herhalde ilk defa bir çeyrek final maçının başlama saati 19.30 olacak.

Kuralar cuma günü çekilecek ve çeyrek finalle birlikte yarı final eşleşmeleri de belli olacak. Böylece takımların Madrid rotası belirginleşecek. Bakalım hangi takımların yolu Madrid'e düşecek?

Hiç yorum yok: