BİY

20 Nisan 2010 Salı

Böyle Lig de İstemiyorum, Şampiyonluk da, Galibiyet de


Bu sezon Turkcell Süper Lig'de yaşananlar mide bulandırıcı seviyeye geldi. Ankaraspor-Ankaragücü olayları ardından Ankaraspor'un küme düşürülmesi zaten ligi sakatlamıştı. Bir de bunun üstüne Kuddusi Müftüoğlu hariç hakemlerin kötü yönetimleri, MHK'nın ve TFF'nin saçmasapan yönetimleri büyük olduklarını iddia edenlerin oynadıkları karaktersiz futbol ortaya iğrenç bir durumu çıkardı.

Ankaraspor'un küme düşmesi başlı başına ligin kaderini etkiledi zaten. Şampiyonluk yarışındaki en avantajlı takım Bursaspor 33.haftayı bay geçiyor. Yine kümede kalma mücadelesine baktığınız zaman Manisaspor, Diyarbakır 30.hafta da Sivasspor bay geçerken Denizli bu hakkını daha önce kullandığı için sıkıntılı bir durumda. Aynı zamanda ilk yarıda Galatasaray Ankaraspor'u normal bir şekilde yenerken diğer rakiplerinin maç yapmadan 3'er puan almış olması da adaletsizlik.

Hakemler zaten bu sene tam bir rezalet. Kuddusi Müftüoğlu'nu bir kenara bırakırsak doğru düzgün maç yönetebilen hakeme rastlamak neredeyse imkansız oldu. Bir de bu yanlışların üstüne MHK'nın yaptığı saçmasapan atamalar ve TFF'nin tüm bu yanlışları görmezden sırf "Hakemlere sahip çıkıyorum, kulüplere karşı dik durabiliyorum." demek adına yaptığı körü körüne savunma ve her fırsatta "ligin marka değeri" diye bir şeyden bahsetmeleri gerçekten sıkıntı veriyor.

Sene başında şampiyonluğun en önemli adayları olarak gösterilen üç büyük kulübün oynadıkları karaktersiz futbol var bir de. Biri gider Trabzon deplasmanında 5'li savunma yapar yeri gelir 9 tane defansif oyuncuyla sahaya çıkar, öbürü sadece kapanır hücumda yapacakları neredeyse tek bir adamının yapacaklarına bağlıdır, diğerinin yabancı oyuncuları gamsızdır, giydikleri forma umurlarında değildir, içerideki maçlarda "aslan" kesilir deplasmanda kediye dönerler. Halbuki eskiden bu takımlar şampiyonluğa oynadılar mı gümbür gümbür giderlerdi. Puan kaybetseler bile bilirdik ki ellerinden geleni yapmışlardır. Bunlardan biri şampiyon olduğunda 75 puanın altına düşmezlerdi. Şimdi 70'i bulan şampiyon oluyor.

Yöneticilerin yaptığı açıklamalar her sene olduğu gibi bu sene de fiyasko. Hakemden canı yananın çıkıp ağlamasına alışığız belki ama hele bu son SMS olayları aptallıktan başka bir şey değil afedersiniz. Bu işler her zaman mide bulandırıcıydı ama hiç bu kadar ayağa düşmemişti.

Uzun lafın kısası bu ligde oynanan futbol hiçbir zaman bir şeye benzemiyordu ama yaşananlar hiç bu kadar bayağı olmamıştı. O yüzden bir Fenerbahçeli olarak takımım şampiyon olsa bile göğsümü gere gere çıkıp bununla övünmeyeceğimi taahhüt etmek istiyorum. Bazı futbolcularımızın emeklerine saygı gösteriyorum. Ama kimse bana bu ligde adalet kavramından bahsetmesin.

Son olarak her fırsatta marka değerinden kurumsallaşmadan bahseden Fenerbahçe yönetimi "futbol katili, hafriyatçı," dengesiz hal ve hareketleriyle takımı birçok kez zor durumda bırakan Bilica'yı göndermezse yazıklar olsun.

Hiç yorum yok: