BİY

21 Nisan 2010 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi Yarı Final İlk Maçları


Şampiyonlar Ligi'nde yarı finalin ilk ayağını tamamladık ve bu maçlar sonunda Inter ve Bayern Münih Bernabeu yolunda avantajlı olan takımlar oldular.

Bu gecenin maçında Bayern ile O.Lyon Allianz Arena'da karşılaştılar. Bayern her zamanki oyun anlayışıyla sahadayken Lyon eksiklerinde getirmiş olduğu sıkıntıyla sadece savunmayı düşünen bir anlayışı benimsemişti.

Maç başlar başlamaz kontrol Bayern'e geçti. Lyon oyunu kendi yarı sahasında kabul ediyor Bayern istediği gibi pas yapıyordu. İlk tehlikeli pozisyonu 13. dakikada Schweinsteiger'le yakalayan Bayern 3 dakika sonra da Müller'le bir pozisyondan daha yararlanamadı. İlk yarım saat biterken Lyon Bayern üzerinde bir baskı kurmayı başardı. Özellikle arka arkaya kazanılan köşe vuruşlarında Lyon etkili olsa da onlar da skor üretemedi. 37.dakikada Ribery Lisandro Lopez'e yaptığı sert hareketten sonra kırmızı kartla oyundan atılınca maçta tansiyon yükseldi. Bayern finale kalsa bile Ribery'den yararlanamayacak gibi gözüküyor. Bayern'in 10 kişi kalmasından sonra statta müthiş bir protesto başlayınca maçın heyecan katsayısı az da olsa arttı.

İkinci yarıya Louis van Gaal Tymoshcuk-Olic değişikliğiyle başladı. Çıkan ismin Müller olmasını beklerken o gole en yakın ismi oyundan almayı tercih etti. Maç 11'e 10 oynanmasına rağmen oyunun kontrolü halen Bayern Münih'teydi. Philip Lahm'ın şık hareketlerle ceza sahasına girdiği pozisyonda Müller çok önemli bir fırsatı değerlendiremedi. Toulalan 51'de Robben'e yaptığı hareketten dolayı sarı kart gördü. Bu hareketinden 3 dakika sonra ikinci sarıyı da görerek takımını 10 kişi bırakınca tribünlerdeki binlerce Alman'ın da gazı alınmış oldu. Takımlar dengelendikten sonra protestolar bitti. Ancak Toulalan'ın gördüğü ikinci sarı kartın biraz ağır bir karar olduğunu belirtmekte fayda var.

Toulalan'ın atılmasının ardından Claude Puel Pjanic'i çıkarıp Makoun'u oyuna aldı. Amaç deplasmanda mağlup olmamaktı. Ancak 69'da bu sezon belki de kariyerinin en parlak sezonunu geçiren Robben golü atarak Puel'in planlarını bozdu. Puel son 20 dakikada Bastos ve Govou'yu kullanmak istese de Govou'nun bir şutu dışında Lyon etkili olamadı. Bayern de farkı arttıramayınca maç 1-0 tamamlandı.

Daha önceki turlarda evinde aldığı 2-1'lik galibiyetlerin avantajıyla turu geçen Bayern bu kez yine tek farklı ancak gol yemeden bir galibiyet aldı. 2-1 gibi aslında çok da avantajlı olmayan skorlara rağmen turu geçen Bayern'in 1-0'ın avantajını da iyi kullanarak finale çıkacağını tahmin ediyorum. Ayrıca ikinci maçta Lyon mutlaka gol atmak zorunda olacağından Bayern'in deplasmanda gol atma ihtimali de oldukça yüksek. Atılacak bir golün bile Lyon'un en az 3 gol atmasını gerektirecek olması da önemli bir avantaj. Rövanşın bol gollü bir karşılaşmaya sahne olmasını bekliyorum.

Dün gece oynanan maçta ise Inter Barcelona'yı 3-1 gibi iyi bir skorla mağlup ederek final için önemli avantaj yakaladı.

Maçtan önce Jose Mourinho'nun Sneijder-Pandev-Etoo-Milito dörtlüsünü kullanmasını beklemiyordum açıkçası. Fakat Mourinho bu kararının meyvesini fazlasıyla almayı başardı. Hem de 1-0 geriden gelerek...

İki takım da ideal onbirlerine yakın kadrolarla sahadaydılar. Inter'de Stankovic Barcelona'da ise Abidal yedekti, Iniesta ise sakattı. Maç Barcelona'nın klasik maçları gibi başladı. Topla oynayan taraf Barcelona'ydı. Ancak Xavi ve Messi'yi durdurmayı başaran Inter kalesini iyi savunmayı başardı. Ta ki Maxwell'in soldan girip Pedro'ya çıkarttığı pozisyona kadar. 19. dakikada Barcelona bu pozisyonda golü attığında ne yalan söyleyeyim "Madrid'e gidecekler galiba." dedim. Ancak işler umduğum gibi gitmedi. 1-0 olduktan sonra Milito'yla çok önemli pozisyonlar kaçıran Inter, 30'da Sneijder'in golüyle beraberliği sağlamayı başardı. 1-1'den sonra Barcelona hata yapmayınca ilk yarı 1-1 tamamlandı.

Inter ikinci yarıya hızlı başladı. Barcelona'nın hücumda kaybettiği topla çabuk çıktılar ve Maicon skoru 2-1 yaptı. 61'de Milito yine benzer bir pozisyonda farkı ikiye çıkarınca Inter bir hayli avantajlı konuma geçti. Guardiola o ana kadar sahada hiçbir şey yapmayan İbrahimoviç'i çıkarıp sol bek Abidal'i oyuna aldı. Bu değişiklik muhtemelen daha kötü duruma düşmemek için yapıldı ama son bölümlerdeki Barcelona baskısında Barca İbrahimoviç'e ihtiyaç duydu. Maçta başka gol olmayınca 3-1 tamamlandı.

Guardiola maçtan önce yapılan basın toplantısında yaptıkları otobüs yolculuğuna esprili bir şekilde yaklaşmış "Inter'in maçlarını izleme analiz etme fırsatım oldu." demişti. Guardiola'nın neyi nasıl analiz ettiğini bilmiyorum ama Mourinho'nun Barcelona'nın kaybettiği Rubin Kazan ve Atletico Madrid maçlarını iyi analiz ettiği ortada. Atılan gollere baktığınızda Barcelona'nın o maçlarda yediği gollere benzediğini göreceksiniz. Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur ama Guardiola'nın bunu düşünüp Real Madrid maçındakine benzer bir onbirle sahaya çıkması en kötü ihtimalle berabere kalmasını sağlayabilirdi. Fakat o Jose Mourinho'yu şaşırtmak yerine tuzağına düşmeyi tercih etti ve final şansını zora soktu.

Inter'de Balotelli hariç kötü oynayan oyuncu yoktu. İyi savunma yaptılar. Xavi ve Messi'yi durdurmayı başardılar. İyi savunma yaparken hücumda kazandıkları topların çoğunu da olumlu kullanarak avantajlı bir skor elde etmeyi başardılar. Eğer bu skorla Barcelona'yı değil de başka bir takımı yenmiş olsalardı "Finale çıkmamaları için mucize olması lazım." derdim. Ancak rakip Barcelona olunca işler değişiyor. Jose Mourinho'nun böyle bir avantajı kaybetmesine pek ihtimal vermesem de 2-0'lık bir Barcelona galibiyeti sürpriz olmaz.

Şampiyonlar Ligi'nde yarı finaller haftaya oynanacak maçların ardından tamamlanacak ve Bernabeu'da kozlarını paylaşacak iki takım belli olacak.

Hiç yorum yok: