BİY

9 Kasım 2010 Salı

Kartal İrtifa Kaybediyor


Sezona iyi başlayan, sansasyonel sonuçlar alan, iyi maçlar çıkaran Beşiktaş'ın yerinde bu haftalarda yeller esiyor. Bu durumun birçok sebebi var hiç şüphesiz. Sakatlıklar ve yorgunluk Beşiktaş'ı kötü etkiliyor. Özellikle Querasmasız geçen günleri Beşiktaşlıların yaşanmamış kabul ettiğini düşünüyorum.

Beşiktaş'taki bu kötü gidişin sebeplerinden biri sezonu erken açmaya bağlı form düşüklükleri olarak gösteriliyor ama ben pek bu görüşe katılamıyorum. Benim düşünceme göre fizik olarak yorgun bir takım 75 dakika çok kötü oynadığı maçta son dakikada rakip kim olursa olsun maçı çevirecek şanslar bulamaz. Dün Beşiktaş kötüydü. Ama son dakikada penaltı kaçmasa galipti. Keza Manisaspor maçında da Ernst 90'da golü atıp skoru 2-3'e getirdi. Duraklama dakikalarında Beşiktaş öyle pozisyonlar yakaladı ki maçı 4-3 bile kazanabilirdi. Fiziksel yorgunluk taşıyan bir takımın maçların son dakikalarını böyle oynaması normal değil. Beşiktaş'ta yorgunluk var, doğru. Ancak futbolcular bana göre kafa olarak yorgunlar, maçlara yeteri kadar motive olamıyorlar ve bu oyunlarına da yansıyor.

Beşiktaş'ın belini büken konulardan biri de yaşanan sakatlıklardı. Beşiktaş o kadar çok sakatlıkla boğuştu ki Schuster İstanbul'daki Porto maçında 18'i ya tamamlayamadı ya da A2 takımındaki oyunculardan tamamladı. Ancak bu sakatlıklar arasında en önemlisi şüphesiz Querasma'nın sakatlığıydı. Quaresma geldiğinden beri oynadığı maçlarda Beşiktaş'ın aldığı galibiyetlerde önemli rol oynuyor. Gerçekten çok iyi bir oyuncu ve onun sahadaki varlığı bile rakiplerin oyunu kendi yarı sahasında kabul etmesine yetiyor. Bu da Schuster'in işini kolaylaştırıyordu. Ancak Quaresma ve alternatifleri arasında kalite ve performans olarak uçurum olunca Schuster'in sistemi işlememeye başladı. Aslında bu da sene başında bir kısım spor yazarı zevatın Beşiktaş'ı sistem takımı olarak nitelendirmesinin ne kadar yanlış olduğunu gösterdi. Beşiktaş o zaman da sistem takımı değildi şimdi zaten hiç değil. Kesinlikle Quaresma'ya endeksli bir takım.

Beşiktaş sene başında Avrupa Ligi'ndeki zayıf takımları yenerek iyi bir rüzgâr yakalamış lige de Belediye mağlubiyeti dışında iyi bir başlangıç yapmıştı. Ancak rüzgâr tersten esmeye başladı. Şu anda Beşiktaş'ın en çok ihtiyaç duyduğu şey milli takım arası ancak Mart'a kadar resmi maç yok. Devre arasına da daha 6 hafta var ve Beşiktaş'ın önünde zorlu bir fikstür var. O yüzden Beşiktaş camiasına burada çok büyük görevler düşüyor. Sezon başındaki ortamı sağlamak zorundalar. Bunu başarabilirlerse Beşiktaş zirve mücadelesine dönebilir. Ancak bugünkü konjonktürde sadece gazla, havayla, rüzgârla şampiyon olunabilecek gibi gözükmüyor.

Hiç yorum yok: