BİY

23 Aralık 2010 Perşembe

İlk Yarı Değerlendirmesi: Galatasaray


Galatasaray başkanı Adnan Polat seçildiğinde kulübün ekonomik yapısını düzelteceğini, bu süre içerisinde stat projesine başlanacağını ve sportif başarı değil gözyaşı vaat ettiğini söylemişti. Ancak Haldun Üstünel'in Futbol Şube Sorumlusu olmasıyla birlikte ilk sezonda Kewell ve Baros'un kelepir fiyatlara alınmasıyla takımdan beklentiler artmış, geçen sene de Keita ve Elano gibi oyuncuların yanı sıra Rijkaard'ın da teknik direktörlüğe getirilmesiyle taraftar Galatasaray'ı güzel günlerin beklediğine inanmaya başlamıştı. En başta gözyaşı vaadinde bulunan Adnan Polat da bu çizgisini koruyamaz olmuştu.

Geçen sezonun 3. tamamlanmasının ardından Galatasaray bir sezon daha Şampiyonlar Ligi'nden uzak kaldı. Haldun Üstünel istifa etti ya da istifaya zorlandı. Artık transferlerden taraftarın "sevgilisi" Adnan Sezgin sorumluydu. Taraftarın baskısına dayanamayan yönetim Kewell'ın sözleşmesini bir sene daha uzattı. En başta ekonomik olarak kulübü düze çıkarmayı öncelikle hedefi olarak açıklayan Adnan Polat bu doğrultuda Keita'yı ve Mehmet Topal'ı gönderdi. Kiralanan Jo ve Dos Santos'un satış opsiyonları kullanılmadı. Bunların yerine takıma Serdar Özkan, Pino, Mehmet Batdal ve Musa Çağıran gibi oyuncular dahil edildi. Yabancı kalecide aradığını bulamayan Galatasaray kaleyi Ufuk ve Aykut'a emanet etti. Orta sahaya Lorik Cana transfer edildi. Transferin son günlerinde de Misimovic ve Insua getirildi.

Galatasaray sezona sıkıntılı başladı. Daha ilk resmi maçında OFK Belgrad diye bir takımla Ali Sami Yen'de berabere kaldı. Rövanşta işi kurtarsa da Karpaty Lviv'e trajik bir biçimde elendi. Sol bekte Hakan Balta kariyerinin en kötü zamanlarını geçiriyordu, kalede büyük sıkıntılar vardı. Ayhan ve Mustafa Sarp da oldukça formsuzdu. Dünya Kupası'nda iyi oynadığı için kendisine pazar yaratan Elano da satılabilsin diye UEFA'ya gönderilen kadroya yazılmamıştı. Lige de iki mağlubiyetle başlanınca Galatasaray'ın bu sezon başarılı olamayacağı en baştan kendini belli etmişti. Ne de olsa balık baştan kokar.

Galatasaray özellikle Baros'un üstün performansıyla ligde 3 maç kazandı. Fakat Karabük deplasmanında alınan mağlubiyetin ardından içeride Ankaragücü'ne de 2-4 kaybedince 1 ay önce gelecek sene de Rijkaard'la çalışacağını açıklayan Adnan Polat bu sözünü yemek zorunda kaldı. Rijkaard gittikten sonra önce Fatih Terim'e gidildi. Fatih Terim'in "ailevi" sebeplerden ötürü görevi kabul etmediğini yazdı medya. Ardından Hakan Şükür'le fikir alış verişinde bulunulduktan sonra Hagi göreve geldi.

Hagi'li Galatasaray'ın ilk maçı 10 yıldır mağlup olduğu Şükrü Saraçoğlu'ndaydı. Bırakın Fenerbahçelileri Galatasaraylıların bile bir çoğunda tarihi fark beklentisi vardı. Ancak maç çok farklı gelişti. Galatasaray belki de galibiyeti kaçırdı ve maç berabere bitti. Fakat bu beraberlik Galatasaray'a pek yaramadı. İmkansızlıklar yüzünden santrafor oynayan Pino o maçta Fener savunmasını sadece zorladı diye diğer haftalarda da o bölgede oynamaya başladı. Arda, Baros, Kewell üçlüsünün de sakatlıkları Galatasaray'ı olumsuz etkilemeye devam ediyordu. Elano, Pino ve Misimovic kendi bölgelerinden farklı yerlerde oynamaya başladılar. Özellikle Misimovic formsuzdu ve hiç alışık olmadığı bir mevkide kendisinden bir şeyler bekleniyordu. Galatasaray'ın mağlup olduğu bir maçtan sonra sakız çiğniyor, gülüyor diye Hagi tarafından kadro dışı bırakıldı. Hagi Galatasaray'ın 8.5 milyon Euro'sunu hoyratça çöpe atmıştı. Yine kiralık oyuncu istemeyen Hagi Insua'yı da dışladı. Derken Elano için Santos kulübünün teklifini kabul eden Galatasaray UEFA kriterleri çerçevesinde Elano'yu da gönderdi. Tüm bunlar olurken Galatasaray Ali Sami Yen'de önüne gelene mağlup oldu ve ilk yarıyı 9. sırada ve -2 averajla tamamladı.

Galatasaray takımı bu dönemde içeride oynanan maçlardaki seyirci baskısından olumsuz etkilendi. 8 mağlubiyetin 5 tanesini içeride oynanan maçlarda aldı Galatasaray. Deplasmanlarda daha rahat oynayan bir Galatasaray var. 2.yarıda yeni statla birlikte Galatasaray daha iyi sonuçlar almaya başlayacaktır. Ancak devre arasında transferlerden bahsediliyor ki bence hiç gerek yok. Bu sezon Galatasaray'ın genç oyuncuları kazanma sezonudur. Emre Çolak, Musa Çağıran, Anıl Karaer gibi genç oyuncular bu hedefsiz sezonda takıma monte edilmelidir. Yanılmıyorsam 2003-2004 sezonu da Galatasaray için benzer bir sezondu ve o sezonda Sabri A takıma çıkmıştı. Tabi birçok Galatasaray taraftarı keşke çıkmasaymış diyor belki ama her ne kadar ortaları ve şutları berbat olsa da mücadele olarak belli bir istikrarı olan bir oyuncu Sabri.

Bunların dışında artık Galatasaray'da belli başlı oyuncuların vadesi doldu. Bunların başında Ayhan, Mustafa Sarp, Servet, Barış gibi oyuncular geliyor. Yine sürekli sakatlık problemi yaşayan Kewell da muhtemelen sezon sonunda ayrılacaktır.

Hiç yorum yok: