BİY

8 Ekim 2009 Perşembe

17/11/2007-10/10/2009


17 Kasım 2007'de milli takımımız kritik Norveç maçına çıkacaktı. Elemelere çok iyi başlayan takım 4-1'lik Yunanistan galibiyetinden sonra düşüşe geçmiş son 2 maça girilirken 3. sıraya düşmüştü. Fatih Terim medyayla sürekli kavgalar etmiş, Emre Belözoğlu'nun Macaristan maçında yaptığı hareket sinirleri iyice germişti.


Norveç maçı öncesinde Fatih Terim takımı kamp için Norveç iklimine yakın Estonya'ya götürmüş milli takımı mümkün mertebe Türkiye'deki stres ortamından uzak tutmaya çalışmıştı. Bunun dışında milli takım kadrosunu seçerken bazı tavizler vermiş, şartlar ne olursa olsun çağırdığı bazı isimlerin yerine (Örn: Hakan Şükür) formda olan oyuncuları çağırmıştı. Milli takım deplasmanda Norveç'i 2-1 yenmeyi başarmış son maçta Bosna'yı da Ali Sami Yen'de yenip Euro 2008'e katılmıştı.


Günümüze geldiğimizde milli takım son 2 maça yine 3. sırada giriyor ve yine Norveç maçına benzer bir şekilde kamp için Belçika'ya yakın Hollanda tercih edildi. Yine sırf formda olduğu için daha önce çağırmadığı (Örn: Ceyhun Eriş) oyuncuları kadroya dahil etti. Tabi bu tip benzerlikler olduğu gibi bazı farklılıklar da var. O tarihte Norveç bizim direkt rakibimizdi ve bizim 2 puan önümüzdeydi. Ancak biz 2 maçımızı da aldığımız takdirde Avrupa Futbol Şampiyonası'na diğer maçların skoruna bakılmaksızın katılıyorduk. Oysa bugün bizim rakibimiz cumartesi akşamı oynayacağımız Belçika değil Bosna-Hersek. Ayrıca aradaki puan farkı da 2 değil 4. Yani Bosna'nın iki maçını da kazanamaması gerekiyor.


Bugünün o günden bir farkı da milli takımın maçı olmasına rağmen neredeyse hiç konuşulmaması. Sakatlar varmış, o çağrılmış bu çağrılmamış tartışmaları artık medyada hiç yapılmıyor. Herkes umudunu kaybetmiş ki haksız da sayılmazlar.


Aslında öne geçtiğimiz Bosna maçını kazansaydık son maçta Fenerbahçe'de kaçırdığı gollerle taraftarın saç baş yolmasına sebep olan Güiza'dan goller bekliyor olurduk. Ama gerçekçi olmak zorundayız. Dahası bizim Belçika'yı yeneceğimizin de garantisi yok.


Dünya Kupası'na gidemeyecek olmak üzücü. Dünya Kupası'nın ayrı bir havası oluyor. Avrupa Futbol Şampiyonası gibi değil. Daha farklı. Orada olmak çok iyi olurdu. Ama sen deplasmanda Estonya'yı içerde Belçika'yı yenemezsen değil Dünya Kupası'na bakkala bile gidemezsin.

Hiç yorum yok: