Beşiktaş ilk maçta içerde Manchester'a kaybetttikten sonra ikinci maçta direkt rakibi olarak tanımlayabileceğimiz CSKA'nın konuğuydu ve Beşiktaş'ın bu maçta en azından bir puan alması iyi olacaktı. Fakat Beşiktaş sahadan yine mağlup ayrıldı.
Maç çok enteresan başladı. İlker Yasin de bir enteresandı zaten. Ekşi Sözlük'te de yazdıkları gibi sanki cenaze evinden maç anlatıyormuş gibiydi. Maçta da amaçsız ne yapmaya çalıştığı belli olmayan iki takım vardı. Fakat Mustafa Denizli'nin maçtan önce dile getirdiği isteği futbol şansının kendilerinden yana olması gerçekleşmemişti zira CSKA güzel bir golle öne geçti. Tabi Rüştü'nün böyle bir gol yememesi gerekir miydi, gerekmez miydi? Tartışılır. Bu gole rağmen Beşiktaş'ın devreye 1-0 ile girerse maçı ikinci yarıda en azından maçı beraberliğe taşıyabileceği şeklinde bir görüntü vardı sahada. Çünkü CSKA takımı hakkaten iyi değil. Biraz derli toplu oynayan bir takım zorlanmadan yener bunları. Beşiktaş'ın da ikinci yarıya biraz daha iyi başlayıp bir şeyler yapabilme ihtimali vardı.
İkinci yarı da ilk yarı gibi durgundu. Maçtaki tempo bir türlü yükselemedi. Aheste aheste oynanan uyku getiren bir futbol sahada. Zaten CSKA 2-0 yapınca maç orda bitti. Geri kalan dakikalarda rölanti oynayan CSKA son dakikada golü yese de 3 puanı kaptı.
Beşiktaş en azından üçüncülük yolunda alınabilecek bir puanın bile çok önemli olduğu maçta maçı iyice kilitleyip beraberliğe bağlamayı denese çok rahat bir puan alabilirdi. Özellikle Beşiktaş kalibresindeki takımların Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ederken iyi futboldan ziyade strateji geliştirip maçlarda da bu stratejiye uygun futbol oynaması gerekir. Nasıl ki çift maçlı eleminasyon sisteminin uygulandığı bir turnuvada oynanan bir rövanş maçında ilk maçı evinde net bir skorla kazanan takım deplasmana galip gelmeye gitmiyorsa Beşiktaş'ın da bence bir puana oynaması gerekirdi. Hiç kimse Beşiktaş'tan Şampiyonlar Ligi'nde iyi futbol beklemiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder