BİY

15 Ekim 2009 Perşembe

II. Fatih Terim Dönemi (01/07/2005-14/10/2009)

Milli takımdaki 2. Fatih Terim Dönemi bu akşam fiilen bitti. Doğrusu duygusal anlar da yaşandı medyanın yönlendirmesiyle. Ben de bu akşamki maçın futbol açısından yazılacak bir durumu olmadığından 2. Fatih Terim Dönemini anlatayım dedim.



1 Temmuz 2005 günü Fatih Terim Ersun Yanal'ın yerine milli takımın başına geçti. Göreve geldiğinde ilk hedef 2006 Almanya'ydı. Daha sonraki süreçte ise geleceğin milli takımı kurulacaktı. Danimarka ve Ukrayna maçlarında ilk hedefe uygun isimler milli takıma alındı. Alpay yıllar sonar milli takımdaydı. Hakan Şükür de Ersun Yanal zamanında giyemediği milli takım formasını yeniden giymeye başladı. İlk maçta Danimarka ile 2-2 berabere kalındı. Ardından finalleri garantileyen Ukrayna'yı deplasmanda mağlup ettik. Son maçta Arnavutuk karşısında alınan 1-0'lık galibiyet bizi play-off'a götürdü. Play-off'ta yaşananlar ise Türk futbol tarihine kara leke olarak geçti. Yaşanan olaylardan sonra ciddi cezalar aldık. 6 maçlık cezamız 3 maça indirildi. 2006 Dünya Kupası'nda 2. evsahibi olma fırsatını da kaçırdık.

2008 elemelerine ise iyi başladık. 3M=9P'ye Yunanistan galibiyeti ekledik. Fakat sonra Norveç'le Mhyre'nin yardımları sayesinde berabere kaldık. Milli takımda düşüş başlamıştı. Deplasmanda Bosna'ya yenilmemiz Yunanistan'ı grup liderliğine getirdi. Malta ile berabere kalmamız ise bardağı taşırdı. O beraberlik Fatih Terim ile medya arasında kavga başlattı. Macaristan maçında Emre'nin hareketi daha sonra deplasmanda Moldova ile berabere kalıp içerde Yunanistan'a yenilmemiz Norveç'in avantajı eline geçirmesini sağladı. Deplasmanda Norveç'i yenmemiz içerde Bosna'yı yenmekten başka çaremiz yoktu. Zor da olsa gerekeni yaptık ve 2008 trenini kaçırmadık.

Euro 2008'de Portekiz, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti ile aynı gruptaydık. İlk maçta değişik bir oyun düzeni değişik isimlerle çıktık ve kaybettik. Sonra ise mucizeler silsilesi başladı. Son dakikada önce İsviçre'yi yendik ardından 2-0 geriden gelip son 10 dakikada Nihat'ın attığı gollerle Çekleri yenip çeyrek finale çıktık. Çeyrek final daha da acayipti. 119'da geriye düşüp 120+1'de beraberliği sağladık. Penaltılarda moralman çökmüş Hırvatistan'ın yarı finale çıkması mümkün değildi. Nitekim yarı finale çıkan biz olduk. Yarı finalde rakip Almanya'ydı ve onların balı bizim balımızı yenmişti. Bu sefer iyi oynayan bizdik ama son dakika finale çıkan Almanya oldu. Toplam 20 dakika bile maçları önde götürmeden yarı finale çıkmış olmak Fatih Terim ile basının ve Türk insanın arasındaki buzları eritti.Ayrıca oynadığımız maçlarla futbol literatürüne "kaos futbolu" tabirini kazandırdık.

2010 elemeleri için ise genel kanaat grupta İspanya'nın ardından 2. olacağımız yönündeydi. Fakat biz daha içerde oynadığımız ilk maçta Belçika'ya 2 puan kaybettik. Ardından deplasmanda Estonya gibi vasat bir takımla da berabere kaldık. Biz arka arkaya iki maçta İspanya'ya mağlup olurken Bosna iki maçta da Belçika'yı yendi. Euro 2008 etkisinden dolayı Fatih Terim fazla eleştirilmedi bu sürede. Daha sonra Bosna beraberliği ile mucizelere kalan play-off ihtimali Estonya-Bosna maçıyla matematiksel olarak da bitti. Fatih Terim de Belçika maçı sonrası sözlü olarak görevi bıraktığını açıkladı. Bursa'daki maçla birlikte de fiilen görevi sona ermiş oldu.



Fatih Terim bu 4 yıllık sürede doğrular da yaptı yanlışlar da. Teknik direktörlüğüne diyecek lafım yok ama yanlışları daha fazla gibiydi. Takımı iyi motive etmesi de doğrularının önemli bir kısmıydı. 4-1'lik Yunanistan galibiyeti, Euro 2008'deki yarı final bunun tezahürüydü. Fakat 4 yıl görev yapmış olmasına rağmen takıma bir sistem oturtamamış olması, geleceğin milli takımını kuracağım deyip 35'ine gelmiş adamları takıma alması, Euro 2008 elemelerinde medya ile kavga edip insanları milli takımdan soğutması, seçtiği oyuncular ve zaman zaman oyun içinde değişik şeyler yapacağım diye fanteziye kaçması Fatih Terim'in hatalarını oluşturuyor.

Fatih Terim'in istifa kararı bana göre doğru. Ama sadece grupta 3. olduğumuz için değil. Bir önceki paragrafta saydığım yanlışlardan dolayı doğru. Artık kendisinin pazartesi günü yapacağı basın toplantısını bekliyoruz. Oldukça geniş bir toplantı olacağa benziyor, onu da bilahare değerlendiririz.

Hiç yorum yok: