BİY

28 Ekim 2009 Çarşamba

Rijkaard'ı Anlayabilmek


Fenerbahçe maçındaki Galatasaray ilk onbirini görünce sene başında bildiğim fakat hem Fenerbahçe'nin hem Galatasaray'ın lige iyi başlamasından dolayı unuttuğum bir gerçeği hatırladım. O gerçek Frank Rijkaard'ın Galatasaray'da aslında ne yapmak istediğiydi.

Ankaragücü maçı ile başlayan eleştiri yağmurları Fenerbahçe maçından sonra yine Rijkaard'ın üstüne yağmaya başladı. Eleştiriler de genel olarak belli zaten. 4 tane hücum oyuncusuyla Kadıköy'de maça çıkılır mı? A,B,C planı falan filan...

Frank Rijkaard Türkiye'ye gelmiş farklı hocalardan biri. Belki de en farklısı. O yüzden bu farklı adamı iyi tanımak gerekiyor. Tanımak derken kariyeri değil tabi. Galatasaray'daki birincil amacını bilmekten bahsediyorum. Rijkaard'ın asıl amacı kafasındaki oyun sisteminin takım tarafından sahada başarılı şekilde uygulanması. "Ben bu takımı nasıl şampiyon yaparım." değil. O yüzden B planı, oyun şablonu gibi kavramlar üzerinden yapılan eleştiriler havada kalıyor. Pazar günü oynanan derbi de benim bu gerçeği hatırlamamı sağladı. Rijkaard Galatasaray için en zor deplasmanda oyun sisteminden hiçbir şekilde taviz vermedi. Belki de bu muhafazakar anlayış Galatasaray'a maçı kaybettirdi. Ama takımın her maç aynı oyunu oynayabilmesi için maç ve rakip ayırt edilmeksizin aynı düzen içerisinde sahaya çıkması gerekiyordu ve Rijkaard da bunu yaptı.

Tabi bu klişeleşmiş eleştirileri yapanları da mazur görmemize sebep olan bir ülke gerçeği var. O da "Galatasaray'ın her zaman şampiyonluğa oynaması" gerçeği. İşte bu gerçek üzerinden yola çıkıldığında bu tip eleştirilerin olumsuz sonuçlar alındığında yapılması normal. Eğer bu eleştirilerin yapılmasından rahatsız olunuyorsa anlamayanlar için yetkili birisinin çıkıp açık açık "Bizim ilk hedefimiz kafamızdaki oyun anlayışının sahada başarılı bir şekilde uygulanması, şampiyonluk ve kupalar daha sonra geliyor." demesi lazım. Ama Galatasaray'da kim çıkıp böyle konuşabilir merak konusu.

Burdan çıkarılacak iki sonuç vardır. 1-) Rijkaard eleştirilemez bir hoca değildir. Ama onu eleştirmek için ağızlara sakız olmuş laflardan sıyrılıp onun ne yapmaya çalıştığını anlamak gerekir. Daha sonra bu kadronun Rijkaard'ın isteklerine ne derece cevap verebileceği üzerinden eleştiriler yapmak daha doğru olacaktır. 2-) Sene başında şampiyonluğun en önemli iki favorisi olarak gösterilen Fenerbahçe ve Galatasaray arasında temel bir fark vardır. O da birinin hocasu şampiyonluğu hedefleyip takımını buna göre oynatırken, diğerinin hocası oynaması çok zor olan fakat oynandığında izleyene keyif veren bir oyun anlayışını takıma oturtmaya çalışmaktadır.

1 yorum:

Zenana dedi ki...

yazı çok yerinde olmuş.yaratılacak bir ekolle önümüzdeki 10 yılı kurtarıp 1 yıl şampiyon olmayıverelim.bu leş kargası zihniyetli yorumcular en başta bi çekindiler rijkaard'ı eleştirecekken fakat bir baktılar klasik yıllardır değiştirmedikleri yaftaları ve salyaları ceplerinde,bir anda üşüştüler başına adamın ve gece yatakta "vay bee RİJKAARD'ı eleştiriyorum ben" diyerek en egosantrik halleriyle zor uykuya dalıyorlar.tabi ki dokunulmaz değildir rijkaard ama önümüzdeki adam daum değildir,denizli değildir maximum 2 senelik vadeler peşinde koşan.Belki de ikinci bir piontek olacak ülke futboluna çağ atlatacak ama günü kurtarma peşinde olanlar sesini keserse.daha söylenecek çok şey var ama yazdıkça sinirleniyorum o yüzden burda kesmek en iyisi olacak.