BİY

13 Mayıs 2009 Çarşamba

İkram


İkram dediysek bisküvi değil tabi, Aragones'in yaptıkları. Başlık sanki Beşiktaş hak etmediği bir galibiyet almış gibi bir görüşüm olduğunu yansıtsa da aslında böyle bir şey düşünmüyorum. Sonuçta bu akşam futbolun doğruların yapan Mustafa Denizli ve takımıydı.

10 gün önce ligde oynanan maça baktığımız zaman hem o maçı kazanan Fenerbahçe'nin hem de Beşiktaş'ın farklı onbirlerle çıktığını gördük kupa finaline. Kaybeden Beşiktaş'ın farklı bir kadro ile çıkması normal iken Aragones'in kazanan takıma maç ve kondisyon eksiği olan Alex'i alması takımı 10 kişi bıraktı. Mustafa Denizli ise Cisse-Ernst ikilisini bu sefer bozmayarak doğru bir iş yaptı.

İlk yarıya baktığımız zaman Beşiktaş gol atmasına rağmen aslında klasik ilk yarılarından birini daha oynadı. Yusuf'un şansın yardımıyla dahi olsa attığı zekice bir gol ile Beşiktaş öne geçti. Onun dışında oyunun hakimi olan taraf ilk yarıda Fenerbahçe idi. Nitekim Fenerbahçe golü de buldu. İlk yarıda Fenerbahçe gol dışında 1-2 pozisyon daha bulsa da gole ulaşamadı ve ilk yarı 1-1 bitti.

İkinci yarının başında Aragones sahneye çıktı. 52'de Uğur'un yerine Semih'i alarak sözüm ona geri çekilmiş Beşiktaş'ın üstünde baskı kurmak istedi. 56'da Bobo Beşiktaş'ı tekrar öne geçirdi. Ardından 66'da Emre'nin yerine Deniz'i oyuna alarak Fenerbahçe orta sahasında oyunu organize edecek adam bırakmadı Aragones. O dakikadan sonra Beşiktaş istediği gibi oynama şansına sahip oldu ve iki gol daha buldu. 89'da verilen yalandan penaltı ile maç 4-2 Beşiktaş'ın üstünlüğü ile bitti.

Beşiktaş'ta Yusuf'un yaptıkları ile ilgili iki satır yazmazsak ayıp etmiş oluruz. Kesinlikle Beşiktaş'ın en iyi oynayan oyuncusuydu. Bir gol bir asist ile galibiyet başrol oynadı.

Beşiktaş aslında çok da iyi oynamadı. Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe öne geçme şansını yakalayabilse işler çok farklı olabilirdi. Fakat futbolda dün olmadığı gibi yarım saat öncesi de yok. Aragones ikinci yarı yaptıklarıyla kupayı Beşiktaş'a verdi. Ligde ilk altıdaki takımların hiç birini yenememiş olmasına rağmen yapılan ikramları geri çevirmeyen (Bursa ve Fener maçları hariç) Beşiktaş Aragones'in ikramını da geri çevirmeyerek kupaya uzandı.

Fenerbahçe ise sonuna kadar getirdiği tek kulvar olan Türkiye Kupası'nı bu sene de kazanamadı. Açıkçası bu kadar kötü geçen bir sezonda Fenerbahçe'nin kupa kazanması adil olmazdı. Taraftrarını çileden çıkarmış, küme düşme hattındaki takımlara puanlar kaptırarak şampiyonluk yarışının uzağında kalmış, Şampiyonlar Ligi'inde galibiyet bile alamamış, Fenerbahçe'nin Türkiye Kupası'nı almaması Fenerbahçe'li idarecilerin önlerini daha iyi görmesini sağlayacaktır. Ayrıca Fenerbahçe'ye tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşatan Aragones'in "26 yıl aradan sonra Fenerbahçe'ye Türkiye Kupası'nı kazandıran hoca" sıfatını da hak etmediği bir gerçek.



Son olarak basın mensuplarından bir ricam olacak. Sayın basın mensupları bildiğiniz gibi basının görevi kamuoyunu bilgilendirmektir. Benim de naçizane merak ettiğim, bilgi almak istediğim bir husus var. İspanya Aragones'e rağmen nasıl Avrupa Şampiyonu olmuş kendisine ilk fırsatta kendisine soruverin. Zira fazla vaktiniz yok bu adam gidici.

Hiç yorum yok: