Turkcell Süper Lig 2008-2009 sezonu bitti ve tıpkı geçen seneki gibi enteresan bir sezon yaşadık. Geçen sene 4 takımın şampiyonluk mücadelesi yaptığı sezonda Galatasaray 6 hafta kala hocasını gönderip şampiyonluğa ulaşmıştı. Bu senede 6. hafta Ertuğrul Sağlam’ın yerine Mustafa Denizli’yi getiren Beşiktaş şampiyon oldu. Zirvedeki 5 takım matematik el verdiğince şampiyon olmak için mücadele etti. Son haftaya girilirken uzun yıllar sonra (Trabzonspor’un ki çok az da olsa) 3 takımın şampiyonluk şansı vardı. Bu açıdan bakıldığında oldukça heyecanlı bir seneyi geride bıraktık. Ligi bir de Avrupa Kupaları’na katılan ve küme düşen takımların performansları açısından değerlendirelim.
1-Beşiktaş: Beşiktaş’ın şampiyonluk öyküsünü yazacak olsam hikayeyi devre arasında yapılan Yusuf ve Ernst transferlerinden başlatırım. Zira ilk yarıda Beşiktaş şampiyonluğa oynayabilecek bir görüntüde değildi. Fakat devre arasında yapılan bu iki transfer, Mustafa Denizli’nin oyun planını değiştirip daha aklı başında futbol oynatması, rakiplerin yaptığı puan kayıpları Beşiktaş’ı ilk yarı sonunda önünde olan takımlardan sadece Ankaraspor ve Galatasaray’ı yenmesine rağmen şampiyonluğa taşıdı. Beşiktaş’ı şampiyonluğunda ötürü kutluyoruz.
2-Sivasspor: Açıkçası sene başında Sivasspor geçen seneki başarıyı tekrarlayabileceğini pek tahmin etmiyordum. Fakat Sivasspor benim gibi bir çok insanı şaşırtarak 17 hafta lider götürdüğü ligi 2. tamamlayarak Şampiyonlar Ligi’nde ön eleme oynama hakkı kazandı. Yarıştığı diğer takımların potansiyellerine baktığımız zaman Sivasspor elde ettiği başarı en az Beşiktaş’ın şampiyonluğu kadar değerli. Onları da tebrik ediyoruz.
3-Trabzonspor: Trabzonspor sene başında yaptığı transferlerle yepyeni bir takım kurdu. Lige Ankaraspor galibiyetiyle başlayan Trabzonspor rüzgarı arkasına alarak ite kaka da olsa maçları kazanarak ilk yarıyı Bursa’da yediği ofsayt gol yüzünden Sivasspor ile aynı puanda lider kapattı. 2.yarıya da fena başlamayan Trabzonspor çok açık ve net bir şekilde golcü diye geçinen futbolcularının beceriksizlikleri yüzünden çok kritik puanlar kaybetti. Özellikle kendi sahasında 8 puan kaybettiği Denizli, Konya ve Büyükşehir Belediye maçları Trabzonspor’un şampiyonluğu kaybetmesine neden olan maçlarmış gibi gözükse de oynadıkları futbol şampiyonluk için yeterli değildi. Sivasspor maçından sonra Ersun Yanal’ın gitmesi ile takımın bir hava yakalaması Trabzonspor’u son haftaya çok az da olsa şampiyonluk şansıyla ve Sivasspor’un deplasmanda Galatasaray’la oynamasından dolayı kuvvetli bir Devler Ligi’ne katılma ihtimaliyle getirdi. Fakat bugüne kadar ligde büyük maç kazanamayan Trabzonspor zirvedeki takımlardan sadece Sivasspor’a kaybetmiş Fenerbahçe’ye yenilince Şampiyonlar Ligi’ne katılamadı. Kimileri Trabzonspor’u başarılı olarak görse de bence Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray kötü olduğu için bu noktada ve yeni kurulmuş bir takım oldukları için mazur görülmeleri gerekse bile bence başarılı değiller.
4-Fenerbahçe: Bir çok insan Fenerbahçe’yi hayalkırıklığı olarak nitelendirse de ben böyle görmüyorum. Çünkü hayalkırıklığı beklenmeyen bir durumda oluşur. Sene başında yönetimin yaptıklarına baktığınız zaman Fenerbahçe’nin bu sezon başarılı olamayacağı belliydi. 14 Milyon €’ya alınan Güiza’nın bekleneni verememesi, haftalarca 32 yaşındaki Senna’nın peşinden koşulup Josico diye sürekli sakatlanan bir adam alınması. MALdonado faktörü, takımın en önemli oyuncusunun bedavaya takımdan ayrılması ve Aragones’in yaptığı saçma sapan işler düşünüldüğünde Fenerbahçe’nin bu noktada olması beklenmeyen bir şey değil. Bu yüzden Fenerbahçe’yi hayalkırıklığından ziyade kahreden bir performans gösterdiğini söylemek gerekir.
5-Galatasaray: Performansıyla hayalkırıklığı yaratan bir takım varsa o kesinlikle Galatasaray’dır. Bana göre Türkiye’nin en kaliteli kadrosuna sahip olan takım, şampiyonun 71 puan topladığı ligde çok rahat bir şekilde şampiyonluğa ulaşabilirdi. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Avrupa’daki geçmişi ne olursa Steaua Bucharesti gibi bana göre vasat bir takımı eleyemeyen Galatasaray ilk önce Şampiyonlar Ligi’nden oldu. Uefa Kupası’na kalan Galatasaray grup maçlarında aldığı iyi sonuçlarla bir ivme yakaladı ve ilk yarıyı Sivasspor ve Trabzon’un 1 puan gerisinde bitirdi. İyi bir çıkış yakalayan Galatasaray’a devre arası yaramadı ve ikincı yarının ilk 5 maçında aldığı 3 mağlubiyet 1 beraberlik 1 galibiyet Skibbe’nin gitmesine sebep oldu. Ardından Servet’in sakatlığı sırasında Meira’nın satılması, Hamburg maçında Kewell’ın stoper oynayıp Galatasaray’ın Avrupa’ya veda etmesi, Fenerbahçe maçından sonra çıkan olaylardan sonra şampiyonluktan kopmuş gibi gözükse de son haftalardaki fikstür avantajını kullanamayıp en kötü Şampiyonlar Ligi’ne gidebilecek Galatasaray’ın ligi 5. sırada tamamlaması tam bir hayalkırıklığı oldu.
6-Hacettepespor: Geçen seneki adıyla Gençlerbirliği Oftaş bu seneki adıyla Hacettepespor gençler önem veriyor olmasından dolayı her ne kadar Türk futbolu için önemli bir takım olsa da Süper Lig için oldukça gereksiz bir takımdı. Küme düşmeleri çok isabetli oldu. Umarım Süper Lig’e hiç bir şey katmayan bu takımı bir daha bu seviyelerde görmeyiz.
7-Kocaelispor: Kocaelispor amiyane tabiriyle Süper Lig’in kaşarlaşmış oyuncularıyla başarılı olabileceğini düşündü ve çok büyük yanılgıya düştü. İlk yarıda çok kötü bir performans gösteren Kocaelispor devre arasını da hayli çalkantılı geçirdi. Başta teknik direktör Yılmaz Vural ve bazı futbolcuların takımdan ayrılmasının ardından yeni hoca ve yeni futbolcularla ikinci yarıya bambaşka başlasalar da ilk yarıdaki kötü performansa rağmen kümede kalmaları çok kolay değildi.
8-Konyaspor: Konyaspor lige çıktığı 2003 senesinden beri küme düşme sıkıntısı yaşamayan bir takımdı. Sezon sonuna doğru iddiasız takımlar arasındaki yerini alırdı. Fakat bu sezon Sivasspor’dan feyz alıp gaza geldiler ve iyi takım kuracağım diye ligin kaşarlarını topladılar. Özellikle kendi sahasında başarısız bir performans gösteren Konyaspor direkt rakibi olan Eskişehirspor’a kendi sahasında yenilerek aslında intihar etmiş fakat ölmemişti. Hastaneye yetiştirilmesi gereken acil bir hasta vardı ve ambulans şöförlüğü görevini Ünal Karaman üstlendi. Fakat Antalya’nın attığı gol ile Konyaspor küme düştü. Aşağıdaki takımlar arasında en kötü futbol oynayan takım şüphesiz Konyaspor’du ve küme düşmeleri normaldi.
Bir sezon bu şekilde geçti. Oldukça heyecanlı fakat bir o kadar da kalitesiz bir sezonu daha geride bıraktık. Fakat her ne kadar kalitesiz de olsa, her ne kadar oynanan futbol bizi tatmin etmese de, her ne kadar bir Fenerbahçe taraftarı olarak oldukça kötü bir sezon geçirmiş olsak da ligin bitmesi ile ister istemez hayatımız da bir boşluk oluşacak. Bu boşluğun tez zamanda dolması dileğiyle yeni sezonda görüşmek üzere.
31 Mayıs 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder